Babanız Atatürk

Falih Rıfkı Atay

Babanız Atatürk Gönderileri

Babanız Atatürk kitaplarını, Babanız Atatürk sözleri ve alıntılarını, Babanız Atatürk yazarlarını, Babanız Atatürk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
150 syf.
10/10 puan verdi
Falih Rıfkı'nın Kaleminden Atatürk
Falih Rıfkı Atay, bu kitapta diğer birçok kitabında kullandığı pek çok yerde eski Türkçe kelimelerin geçtiği ve okumakta zorlanılan üslubunun aksine çok daha yalın ve anlaşılabilir bir dil kullanmış. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük politikacı, devlet adamı, asker, başöğretmen ve dahi olan Mustafa Kemal Atatürk'ü çok güzel anlatan ve rahatlıkla her yaş grubunun okuyabileceği bir kitap. Atatürk ile ilgili birçok konuya değinmiş: yaşamı, savaşları, inkılapları, çok yönlü kişiliği vs. Özellikle tarihle arası iyi olmayanlar veya tarihe yeni yeni geçenler için
Çankaya
Çankaya
,
Tek Adam - Cilt 1
Tek Adam - Cilt 1
,
Atatürk
Atatürk
gibi kitaplara başlamadan önce okunması gereken yüzeysel ama kaliteli bir kitap. Eğer Atatürk'ü sıkılmadan öğrenmek istiyorsanız, aynı zamanda geniş bir eser havuzuna sahip Falih Rıfkı Atay'ın diğer kitaplarından önce hafif bir eseriyle tanışmak için ideal olacaktır diye düşünüyorum.
Babanız Atatürk
Babanız AtatürkFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 2023684 okunma
Atatürk güzeldi. Ölmemiş gibi idi ve yüzünde, dehasının nuru parlıyordu.
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
"Bu müstesna büyük adamın ölümünden sonra, dünya artık eskisi kadar enteresan değildir. Bir Bulgar gazetesi." "Atatürk'ün ölümü yalnız Türkiye için değil, bütün dünya için de derinliği ölçülemez büyük bir kayıptır. Belçika'nın eski Ankara elçisi." "Dünya bu savaş ve barış kahramanı büyük adamın ölümü ile fakir
Sayfa 149Kitabı okudu
Atatürk'ün ölümü yalnız Türklüğü değil, büyük halk ve ideal adamlarını ve kahramanlarını seven herkesi yaslandırdı. Tahran'da bulunan bir Endonezyalı, elçimize demiş ki: - Bundan dokuz ay önce bir iş için Saygon'a gitmiştim. Baktım halk mabetlere kapanmış, matem içinde. "Ne oldu, kim öldü?" diye sordum. - Atatürk öldü, dediler. Amerika cumhurbaşkanı Roosevelt demişti ki: "Benim üzüntüm iki türlüdür. Birincisi böyle bir adamın kaybından dolayı bütün dünya gibi üzgünüm. İkinci üzüntüm ise, bu büyük adamla tanışmak hususunda şiddetli arzumun yerine gelmesine artık imkân kalmamış olmasıdır."
Sayfa 147Kitabı okudu
- Maksat bizim yaşamamız değil, maksat milletin yaşamasıdır, demişti. Merak ettiği bir kitabı, hiç uyumaksızın bitinceye kadar okur ve koca cildin bütün ilgilendirici fıkralarını hatırda tutardı. Nutuk'unu 53 yaşında hazırlamıştır. Çalışma odasında yarı ayak üstü, yarı oturarak ve yüzlercesi arasından belgeler arayarak Nutuk'unu dikte ederdi. Dikte eden çok genç arkadaşlardan biri, saatlerce dayandıktan sonra bayılmıştı. Akşama kadar çalışan Atatürk, sıcak bir banyo aldıktan sonra aşağı iner, toplanan arkadaşlarına bütün gün yazdıkları okunurdu. Söyleyeceklerini hazırlamak, birkaç defa kendi kendine tekrarlamak âdeti idi. Bir yabancı ile görüşeceği zaman, onun memleketi, yaptığı işler ve yazdığı eserler hakkında bilgi toplardı. Gençliğinde askerlik eğitimine dair iki eser yazmıştır. Sofya'da ve Karlsbad'da iken, Fransızcasını ilerletmek için bir öğrenci gibi ödev defterleri doldurmuştur. Okulda, subaylıkta, politikacılıkta, liderlikte, devlet reisliğinde daima okumuştur. Her zaman evinde bir kütüphanesi olmuştur. Yalnız bilgiye inanırdı. Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nin üstündeki yazı, onun bilgiye sarsılmaz inancını gösterir: "Hayatta en büyük mürşit ilimdir."
Sayfa 142Kitabı okudu
Bir Amerikalı gazeteci bir gün: - İşlerinizde nasıl başarılı olursunuz? diye sormuştu. Atatürk şu cevabı verdi: - Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem. O işi başarmama neler engel olabilir, bunları düşünürüm. Engeller ortadan kalktıktan sonra iş kendiliğinden olur. Vakti ve fırsatı gelinceye kadar yapacaklarını bir sır olarak saklardı. Fakat karar verip harekete geçtikten sonra, ölüm karşısına çıksa, onu gülerek karşılardı. - Tehlike insandan kaçar, derdi. Henüz açılamayan bir demiryolu hattı üzerinde yolculuk ediyordu. Bir yokuşta birden tren geri gitmeye başladı. Ön vagondan iki kişi telaşla kompartımana girerek, Atatürk'e hemen trenden atlamasını söylediler. Hiç kımıldamadan: - Niçin? diye sordu. Sonra gerilemenin sebebini öğrenmelerini ve lüzumlu önlemlerin alınmasını emretti. Bu sırada trenin geri gidişi hızlanmakta idi. Fakat emir verdiklerinden müfettiş olan biri, dönüp gittikten bir müddet sonra tren yavaşladı. Mesele şu imiş: Bu yola ilk defa çıkan makinistler, bir tünele yaklaştıklarını unutarak ocağa kömür atmışlar. Tünelin içinde de zehirli dumandan bayılmışlar. Atatürk'ün soğukkanlılığı herkesin vazifesini yapabilmesini sağlamıştı.
Sayfa 139Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.