Babanız Atatürk

Falih Rıfkı Atay

Babanız Atatürk Gönderileri

Babanız Atatürk kitaplarını, Babanız Atatürk sözleri ve alıntılarını, Babanız Atatürk yazarlarını, Babanız Atatürk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mustafa Kemal, düşmandan neyi alıp neyi alamayacağını, ne yaparsa savaş çıkıp, ne yaparsa çıkmayacağını bilirdi. Aşk içinde ve heyecanlı bir yurt fedaisi olduğu kadar, soğukkanlı bir hesap adamı idi. Nitekim İzmir'de iken, İngiliz donanmasının limanda kalmasını doğru bulmuyordu. Donanmanın yirmi dört saat içinde çekilip gitmesi için ültimatom verdi. Ültimatom, istenilen şey yapılmazsa onu zorla yaptırmak demektir. Bu defa da zayıf yürekliler: - Ah! İşte şimdi İngilizlerle muharebeye girdik. Şimdi her şey tehlikede! diyorlardı. Yirmi dört saatin sonunda ise, Mustafa Kemal, Göztepe'de oturduğu köşkün penceresinden, buraya Yunan ordularının çıkmasını destekleyen İngiliz donanmasının çekilip gittiğini gördü. Mudanya Komisyonu'nda Mustafa Kemal'in şartı, İstanbul'un ve Trakya'nın boşaltılması ve Türk ordusuna teslim edilmesi idi. Çetin görüşmelerden sonra devletler bu şartları kabul ettiler. Son Osmanlı padişahı Vahideddin için bir İngiliz zırhlısına binerek kaçmaktan ve böylece altı asırlık hanedanının saltanatına kendi eliyle son vermekten başka çare kalmamıştı. Türk askerleri mızıkalar ve halkın çıldırasıya alkışları arasında İstanbul'a girdi ve oradan Edirne'ye doğru yollandılar. Vatan kurtulmuştu. Mustafa Kemal, İzmir zaferinden sonra ilk defa, Ankara'ya gelişinde son gece Keçiören'de konuştuğu arkadaşlarından birini istasyonda görmüş ve: - Affedersiniz, tahminimde bir gün hata etmişim, demişti.
Mustafa Kemal savaş yıllarında alkol kullanmamıştır.
Reklam
Mustafa Kemal bu kırılışlar üzerine genel bir geri çekilme, yeni bir savunma hattı arama fikrini önlemek için: - Savunma hattı yoktur, savunma sathı vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanı ile ıslanmadıkça bırakılamaz, demişti.
Osmanlı İmparatorluğu parçalanmıştı. Elde Trakya'dan Erzurum'a kadar uzanan bir Türk yurdu kalmıştı. Bu durum karşısında yapılacak tek şey şu idi: Her türlü fedakârlıkla bu Türk yurduna parçalanmaktan kurtarmak! Türk milleti şerefli bir millet olarak ancak bu şartla yaşayabilecekti. Kendinden başka, kendi fedakârlık ve kahramanlığından başka hiçbir dayanağı yoktu. Türk milletinin parolası: "Ya hürriyet ya ölüm!" olmalı idi.
Mustafa Kemal
Samsun göründüğü zaman çocuk gibi seviniyordu.
Hareketinden biraz önce arkadaşlarından biri: - İngilizlerin bindiğiniz gemiyi takip etmek, hatta batırmak ihtimalleri vardır, demişti. Mustafa Kemal: - Burada esir gibi yaşamaktansa, Karadeniz'de batmayı tercih ederim, cevabını verdi. Sonra yanındakilere Dolmabahçe önünde demirli düşman gemilerini göstererek: - Bunlar işte böyle... Dayandıkları şey yalnız demir, çelik ve silah kuvveti! Bildikleri şey yalnız madde... Bunlar hürriyet uğruna ölmeye karar verenlerin kuvvetini anlayamazlar. Biz Anadolu'ya silah ve cephane değil, ideal ve iman götürüyoruz, dedi.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.