Kader Kahpe Kader Ağlarını Ördün mü? :)
Birine bir kitap tavsiye ederken o kitapta kendimizi bulduğumuzdan ve o kişi de bizi bulsun diye tavsiye ediyoruz. Tek ihtiyacımız biraz anlaşılmak, biraz bulunmak... İşe yarıyor mu? Kesinlikle yarıyor. Okuduğumuz her kitabın dili, dilimizde iz bırakıyor; aynı dilden konuşuyoruz bir zaman sonra... Ve bu kitabı bana tavsiye eden çok değerli insanı şimdi daha iyi anlıyorum, çünkü artık aynı izler bende de var. Öncelikle kendisine teşekkür ederek kitaba geçiyorum...
Anlatımına bayıldım, ki bu kitabı bu kadar seveceğimi nereden bildin değerli insan! O kadar sürükleyici bir anlatımla olayın içine çekiyor ki her an bir merak konusu. Yanlış anlaşılmalar yüzünden ayrı düşen iki sevgili, ha kavuştu ha kavuşacak derken kitabın sonu geldi...
Kitaba başlarken yazarın hicivleri hakkında ufak bir uyarı almıştım, okurken buna dikkat ederek okudum ve yazarın bu tarzını çok beğendim. Bir şeyi doğrudan yermek ile dolaylı olarak yermek farklı şeyler hissettirir, hele ki bu dolaylılık ustalıkla yapılmışsa neler hissettirir siz düşünün...
Yazarın düşünceleri nedeniyle sürekli şehir değiştirmek zorunda kalışı romana yansımış, kitapta okuyanı götürdüğü her ülkeye eleştirilerde bulunmuş. Yanlışları incelikli şekilde eleştirirken kendi doğrularını ortaya koymuş ve hikâyenin, olayın içine bunu bir ressamın tablosundaki fırça darbeleri gibi yerleştirmiş.
Okuduğum ilk Voltaire kitabı idi ve kesinlikle son Voltaire kitabı olmayacak. :)