Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk

İskender Pala
Gök kubbenin altında insanın ruhunu soyan kötülükler ve giyindiren aşklar adına... Doğu ak ejder yılında başladı yirmi üç bin yıllık gizem... Uzayın sonsuzluğuna açılan kapıyı keşfe çıkmış bilge rahipler, uğruna topluca can verdikleri bir sırrın, binlerce yıl sonra, bir şair tarafından aşkın derin katmanlarına saklanarak korunacağını bilselerdi... Siruş başlıklı murassa hançerin kabzasına parmak izlerini bırakanlar, daha avuçlarının sıcaklığı gitmeden hançer kınında kan biriktiğini bilselerdi... Bağdat, İstanbul, Roma, Paris ve diğerleri; kıyılarına vuran yeni aşkın, bütün eski tarihlerini dolduracak yoğunlukta olduğunu bilselerdi... Bilgeler, katiller, asiller ve sevgililer; ellerinde tuttukları kitabın alev almaya hazır bir aşk külçesine dönüşmek üzere olduğunu bilselerdi... Şair, ipeksi dizeleri arasına hayaller gibi sakladığı şifrelerin hoyrat ellerde ihtirasla parçalandığını, sonsuzluk şarabına kadeh yaptığı gelincik yapraklarının kinle dağıtıldığını bilseydi... Ve şimdi kim bilebilir neler olacağını, Babil uyandığı zaman?!..
416 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 28 Şubat 2003
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

416 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Ve her sarmaşık, kendi ağacını kuruturmuş sonunda...
Öncelikle bu kitabı okumamda vesile olan ve ona ikinci bir şans vermemi sağlayan
Tayfun
Tayfun
abime çok teşekkür ederim... ............. Kitabı okuduktan sonra aşkı tanımlamaya çalıştım kendimce.Ve uzun süre kalemimi oynatamadım. Sadece bazı belirtileri geldi ilk aklıma.Oysaki herkesin az çok bir deneyimi olmuştur
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşkİskender Pala · Kapı Yayınları · 200421,6bin okunma
416 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
"AŞK", "SIR" dır... Sır tutmanın yükünü taşımayı bilmeyen, sır tutmanın sorumluluğunu alamayan hiç kimse aşık oldum hissine kapılmasın. Çünkü insana en ağır gelen sır, kendi sırrıdır. Aşk nedir fazla bilmem ben, gerçi kim bilir ki.. Sadık bir aşık görebiliyor muyum(z) etrafım(ız)da.? Bu yüzden bilmediğim şeyler hakkında
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşkİskender Pala · Kapı Yayınları · 200421,6bin okunma
·
Puan vermedi
Roman, Kanuni Sultan Süleyman döneminden başlayıp Tanzimat dönemine kadar geçen dört yüz elli yıllık serüveni, romanda olan herhangi bir karakter değil de L&M kitabının kendi anlatması kitaba özgüllük katmıştır. Olumsuz düşündüğüm yanı ise romanın kurgusu çok zayıf ve çok fazla bilgi yoğunluğu var. Herhangi bir tarihi bilgi sayfalarca anlatılmış. Bu da kitabın okurken oldukça yavaş ilerlemesine neden oluyor. Ama bütünüyle bakıldığında, o döneme ait birçok şeyi ve divan edebiyatını yakından tanıyabiliyorsunuz
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşkİskender Pala · Kapı Yayınları · 201521,6bin okunma
416 syf.
·
Puan vermedi
Çok kitap incelemesi yapacak düzeyde bir okur değilim kesinlikle. Haddim de değil bunca okurun olduğu bir sayfada kitap incelemesi yapmak. Ama Bir dil ancak bu kadar akıcı olabilirdi. Bir kitaptan çok bir harman, bir mozaik... Okudukça okuyucuyu içerisine çeken bir dünya Sırların şiirin aşkın tarihin... Neşet Ertaş üstadın bir sözü geliyor akla; sevda sırrınan (sır ile) olur... Ve olmuş da
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
İskender Pala
İskender Pala
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşkİskender Pala · Kapı Yayınları · 200421,6bin okunma
416 syf.
6/10 puan verdi
Saydıklarımız der ki; “Sabır ile dut yaprağı atlastan kumaşa döner.” Ne kadar da doğru söylerler. Keza bu Babil’de ölüm İstanbul’da aşk’ta da öyle bir şeydir. Peki doğru olan neydi. Dağ başında fütursuz bir meyve iken kazanlarda kaynayıp, ateşler de yanıp kağıt olmak mı? Yoksa üzerine kıymetli, kerametli sözler yazılan bir eser olmak mı? Hangisi
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşkİskender Pala · Kapı Yayınları · 200421,6bin okunma
456 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yıllar önce bir alimden ders almaya gelen kardeşe, alim sormuş; "sen hiç aşık oldun mu?" hayır deyince vermemiş. Ne için? Çünkü ilim aşkta başlar, gerisi ilim değil, sadece kuru bilgi. Aşk olmadan hiçbir şey olmaz. Olsa ya zehir olur, ya eksik olur. Ama insanlar bu kavramı karıştırır oldu, böylesine güzel bir kelimeyi, her türlü arzuların önüne koydular. Oysa ne kıymetliydi, söylemesi bile bir vakar ileydi.. Herkesin dilinde dolanır oldu. Unutulur oldu aşklar. İnsanların gönlünde oyuncak oldu. Kendileri de bilmezler ki, hergün başka birinde bulduklarını sanarlar aşkın. Böyle bir yaram mı var? Hayır. Lakin çağımın insanları çok yaralı, kendilerini yaralıyorlar. Bu yaraları sarmak için, tekrar tekrar inciniyorlar. Edebiyata girmek istemeden devam etmek geçiyor içimden, ama biliyorum ki ne kadar uzun olursa, okunması bir o kadar az olacak. Bu yüzden burada bitiriyorum sözlerimi.. Bu satırlardan sonra incelemeyi siz yapın, kendi yüreğinize sorun, "kitabı kendime öneriyor muyum, yoksa sıkılır mıyım bu mevzulardan? " buraya kadar okuduğun için teşekkür ederim:)umarım kitabı okumana vesile olmuşumdur.
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşkİskender Pala · Kapı Yayınları · 201521,6bin okunma
416 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir insan kılıfı uydurulmuş devrin hazine niteliğinde bir kitabın Babil'den çıkıp İstanbul Topkapı Sarayı'na doğru süren macerası..Bir kitabın içinde bir kitap konuşturulmus..muazzam bir nitelik kazandırmış..Yaşanılmış dönemin her türlü kültürel faaliyetinden beslenmiş bir roman olması da beni etkileyen ayrı bir tarafı.
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşkİskender Pala · Kapı Yayınları · 200421,6bin okunma
416 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Leyla ile Mecnun öyküsünün Fuzuli tarafından yazılmış olan kitap dile gelmiş ve oldukça uzun bir serüvenini bizimle paylaşıyor. Elden ele geçerken, diyar diyar gezerken gördüklerini, duyduklarını bir bir anlatıyor. Anlatan bir kitapmış gibi görünse de İskender Pala tatlı dilinin bir örneğini daha okurlara sunmuş. Özellikle Osmanlı Devleti'nin yaklaşık 400 yıllık bir döneminin toplumsal, siyasal ve sanatsal yapısını yüzeysel olarak anlamak mümkün. Bununla birlikte kitabın bu kadar uzun olmasına sanki gerek yoktu kanısındayım. Keyifli okumalar.
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşkİskender Pala · Kapı Yayınları · 200421,6bin okunma
416 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Bu kitap "Aşk'a aşık olabilen bir bünyeyi, zihni, fikri ve gönlü" arayış macerasıdır. Eminim ki herkes kendisinden bir şeyler bulacaktır. İlginç bir yanı da hikaye herhangi bir karakterin değilde kitabın ağzından anlatılmaktadır. Yaşanılmış dönemin her türlü kültürel faaliyetinden beslenmiş bir roman olması da beni etkileyen ayrı bir tarafı
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşkİskender Pala · Kapı Yayınları · 200421,6bin okunma
392 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Öncelikle kitabı beğendiğimi söylemek istiyorum. Benim sevdiğim tarzdaydı. İçeriğinde yoğun bir aşk kavramı, kitabın gidişatı için kullanılmış gizemli bir mevzu ve tarihten alınmış gerçek şahıslar ve olaylar bulunuyor. Kitap, Osmanlı'nın Bağdat'ı fethetmesi ve Fuzuli Efendi'nin aylarca çalışmalarını sürdürdüğü bir kütüphanede, kütüphanecinin ona gizemli bir hançeri verdikten sonra intihar etmesiyle başlıyor. Fuzuli Efendi hançerin gizemini araştırırken öğrendiği bilgiler, ona tehlikeli bir şeylerin yaklaştığını hissettiriyor ve kendisi de bir gün Leyla ile Mecnun'un hikâyesini kendi kalemiyle yazarak hançerin üzerindeki saklı şifrelerini de aşk ve sır içeren satırlara gizliyor. Daha sonra kitabı bir Osmanlı Ağası'na veriyor ve bizi sürükleyecek kısım da tamamen burada başlıyor. Kitabı, Fuzuli Efendi'nin yazmış olduğu Leyla ile Mecnun romanının bakış açısıyla okuyoruz; aşkı doruklarına kadar hisseden ve Mecnun'un ruhuna sahip bir nesnenin. Leyla'ya deliler gibi aşık bir kitap... Daha sonra kitap nereye, biz oraya... Bağdat'dan İstanbul'a, oradan Topkapı Saray'ına; bir gün Kanun Koyucu Sultanların elinde, bir gün de haremdeki cariyelerin elindeyiz. Tarih hakkında birçok bilgi edinirken, bir yandan da şifreleri çözmek için kitabın peşinde olan haydutları ve hançerin gizemlerini öğreniyoruz. Dili çok ağır değildi, aksine akıcıydı. Ben severek okudum. Sizler de fırsatınız olursa alın okuyun, güzel bir kitaptı.
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşkİskender Pala · L-M Yayınları · 200321,6bin okunma

Yazar Hakkında

İskender Pala
İskender PalaYazar · 103 kitap
İskender Pala, 8 Haziran 1958 tarihinde Uşak‘ta Kayaağılı köyünde doğmuştur. Uşak Cumhuriyet ilkokulunda okudu. Kütahya Lisesi’nden mezun oldu. 1979 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Lisans tez çalışması Câmiu’n-Nezâir’dir. Yine İstanbul Üniversitesi’nde “Aşkî, Hayatı, Edebî Şahsiyeti ve Divânı” konusunda Doktora çalışması yaptı. 1983 yılında Doktorasını tamamladı. 1983 yılında Divan edebiyatı dalında doktor, 1993 yılında İstanbul Üniversitesi‘nde doçent ve 1998 yılında Kültür Üniversitesi‘nde profesör oldu. Ortaokul ve liseler için Türkçe ve Edebiyat ders kitapları yazdı. Denemeler, hikayeler, fıkralar ve edebiyat araştırmacısı olarak çeşitli ansiklopedi ve dergilerde bilimsel ve edebi makaleler yayımladı. Düzenlediği Divan Edebiyatı seminerleri ve konferansları geniş kitleler tarafından takip edildi. 1979-1982 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji seminer kütüphane memurluğu yaptı. Hayatının ilerleyen dönemlerinde çeşitli sebeplerden dolayı askerlik mesleğini tercih eden İskender Pala, öğretmen subay olarak 1982 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığına girdi. 14 yıl 7 ay görev yaptıktan sonra 1996 yılında TSK‘dan ihraç edildi. 1982-1984 yılları arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Deniz Lisesi Komutanlığı’nda teğmen, 1984-1986 yılları arasında Üsteğmen olarak görev yaptı. 1986-1987 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi’nde part-time Türk Dili ve Edebiyatı öğretim üyesi olarak çalıştı. 1987-1994 yılları arasında Yüzbaşı olarak, Dz.K.K.lığı Tarihi Deniz Arşivi kuruluş ve faaliyetleri görevinde çalıştı. 1994-1996 yılları arasında Tarihi Deniz Arşiv Araştırmaları ve Dz.K.K.lığı yayın faaliyetlerinin yürütülmesi görevinde çalıştı. 1996-1997 yılları arasında Öğretim yılı, MSÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Eski Türk Edebiyatı öğretim üyesi ve İSAM redakte kurulu üyeliği yaptı. 1997 yılında Öğretim yılında İstanbul Kültür Üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Aynı zamanda Uşak Üniversitesi öğretim üyesidir. İskender Pala, 1980 yılında F. Hülya Avcı ile evlendi. Hilye Banu, Elif Dilasa adında iki kızı, Alperen Ahmet adında bir oğlu vardır. Ödülleri : 1989 – Türkiye Yazarlar Birliği dil ödülü, (Ansiklopedik Divân Şiiri Sözlüğü) 1990 – AKDTYK Türk Dil Kurumu ödülü, (Ansiklopedik Divân Şiiri Sözlüğü) 1996 – Türkiye Yazarlar Birliği inceleme ödülü, (Şairlerin Dilinden) 2001 – Aydınlar Ocağı Kayseri Şb. Yılın Edebiyat Adamı ödülü, 2001 – YTB Uşak Halk Kahramanı ödülü, 2003 – “Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk” Yılın Romanı Ödülü 2013 – Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü, Türk Patent Enstitüsü Marka Ödülü
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.