Sosyalizmin çöktüğü, kapitalizmin azılı hırsız bekçilerinin doğduğu zamanda, 1989'un sonbaharında Bratislava'da ortaya çıkan Rácz ve Babil'in Nehirleri, sadece Slovakya'nın hikâyesini anlatmıyor. Anlatılan, mafyanın, siyasetçilerin, entelektüellerin ve işsiz kalmış gizli polislerin bir araya gelip, Demir Perde ülkelerinde yeni doğmuş “demokrasi”ye hücum etmelerinin de hikâyesi.
Rácz'ın doğduğu köyden şehre göç edip, Ambassador Otel'de ateşçi olarak çalışmaya başlamasıyla, cehennem ateşinin ilk kıvılcımı kazan dairesinde parıldayacak, önce otel ve çevresini, zamanla tüm şehri kavurmaya başlayacaktır. Rácz asıl efendinin para olduğu fahişelerin ve karaborsacıların dünyasında, bize oyunun kuralları nasıl konulurmuş gösterecek! 1998 yılında filme uyarlanmış olan romanı bir solukta okuyacaksınız...
Ardında görünür iz bırakmayan her şeye katlanmaya razı, gülünç derecede ucuz fahişeleri sayesinde ülkenin varoluşunu çözebildi Hurensson. Neden sonra ülkenin sözümona ünlü sanatçıları, astronotları ve mucitleri olduğunu keşfetmişti. ... Bu ülke sadece parazit ve aptallar topluluğu değil, aynı zamanda dürüst, eğitimli çalışan insanlardan da oluşuyor. Sadede gelirsek, Hurensson bırakın onlardan birine rastlamayı, varlıklarının izine bile rastlamadı.
