Bir şeyin değerini anlamak için ondan önce mahrum kalmak gerekiyordu belki de. Ne olursa olsun halihazırda hep var olan bir şeyin anlamı da yoktu. Anlamı olmadığı için de kolayca harcanıyor ya da umursanmıyordu.
Ebeveynlerin kendi mutsuzluklarını, kinlerini ve öfkelerini çocuklarına geçirmeleri ne kadar acıydı. Nesilden nesle geçen bu karma, sonrasında ailenin laneti oluveriyordu.