Bizim yerimize "günlük" tutmuş Barış Bıçakçı. Hatta "durumluk" tutmuş. Sıradanlaşmış, hızlıca yaşanıp yiten "an"ları ağırdan alıyoruz. O "an"larda biraz mola veriyoruz, güneşleniyoruz. "An"ın tadını çıkarıyoruz. Meğer tüm o "an" ların yazılabilecek kadar "an" olduklarından habersizmişiz. Yine de diğer kitaplarının yanında eskiz gibi bırakılmış. "An"lar yalnız kalmış.