Eşrefoğlu al haberi
Bahçe bizim Gül bizdedir
Şahı merdan kuluyuz
Yetmiş iki dil bizdedir
Erlik midir eri yormak
Irak yoldan haber sormak
Cennetteki ol dört ırmak
Anadolu’da Alevi ocaklarının tarihi Hitit-Luvi çağında ‘Kadın
Ana’ya (Ma) adanmış dergâh devletlerle başladı.
Bu dergâh devletlerde kutsal ayinlerin yapıldığı yere “Kadın
Ana’nın evi” denilirdi (Ma-beth)
Luvi dilinde,
Ma: Kadın ana,
Beth: Ev, demektir. Bu sözcük, -Mabeth- zaman içinde ‘Mabet’e
dönüşmüştür.
Eski Çağ’da ‘Ma-beth’lerde yaşayan ve tüm yaşamlarını ‘Mabeth’lere adamış ruhanilerin, ‘Mabeth’le olan aidiyet bağını vurgulayan bir isimle adlandırılmış olmaları yadsınamaz bir ihtimaldir.
Alevi ocaklarının köklerini Arap çöllerine taşımakta mahir olan yarım aydınların sırtlarını dayadıkları, ‘Ehli beyt’ sözcüğünün ‘ev ehli’ya da ‘ev halkından olan’ anlamına geldiği herkesçe bilinir. Ancak o çok tekrarlandığı için herkesçe doğru olarak kabul edilen çok yaygın ve çok yanlış bilginin aksine bu tanımlama içindeki ‘ev’ Hz.Ali’nin evi değildir.
Hz Hüseyin bir direnis gösterdi ve onun yasını tutmalıyız Seyit Rıza Atatürk'e karşı gelmiştir. Ben yazarın buradaki düşüncesine katılmıyorum. Yavuz Selim'in ve diğer Maraş Sivas olaylarına tabiki üzülüyoruz Hz Muhammed'siz Hz Ali ve Hz Hüseyinsiz alevilik olmaz
Sözleşme kefıllidir, çünkü bu toplum sözleşmesinde müsahipler birbirlerinin kefili olmayı kabul etmişlerdir. Sözleşme aynı zamanda çok şahitlidir, çünkü bu akit topluluğun tüm tanıklığında gerçekleştirilmiştir.