Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Aydınlanma Yolunda Bir Ömür

Bahriye

Elfin Tataroğlu

Bahriye Sözleri ve Alıntıları

Bahriye sözleri ve alıntılarını, Bahriye kitap alıntılarını, Bahriye en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ümmetçilikten aslını unutan bir milletiz. İbretlik bir olay
Sultan Abdülhamit zamanında, Avrupa'da bulunan bir Jön Türk'ün anısı çok ilginçtir. Bir grup Jön Türk bir kütüphanede sık sık buluşmaya, çalışmaya başlamışlar. Kütüphanenin Fransız amiri de meraklanmış kimdir bu grup, yanlarına yaklaşmış sormuş? "Siz nesiniz?" Jön Türkler şaşırmış, "Müslümanız" demişler. Fransız amir demiş ki: "O sizin dininiz. Milliyetiniz nedir?" Bu sefer Jön Türkler, "Biz Osmanlıyız" diye yanıt vermişler. Adam yavaş yavaş sinirlenmiş: “Bu da sizin tabiiyetiniz. Milliyetiniz nedir? Mesela şurada oturan adama sordum Ermeni’yim dedi. Yanındaki ise Rum’muş. Siz de Rum veya Ermeni olamazsınız ya?!” Anısını paylaşan Jön Türk, “İşte o gün Türk olduğum aklıma geldi” der.
Sayfa 157Kitabı okudu
Doçentliği için hazırlamakta olduğu çalışma, XIII. yüzyıl civarında İslam devletlerine hükümdarlık ya da naibelik etmiş Türk kadınlarını anlatıyordu. Kadınlar, Bahriye için önemliydi. Özellikle ortaçağdaki Müslüman toplumlarında kadınların yönetime ortak olduğunu, bazen oğulları bazen eşleri yerine hükümdarlık etmek durumunda kaldıklarını ve bu konudaki başarılarını özenle incelemek ve tarihe not düşmek istemişti.
Reklam
... Atatürk ve arkadaşları için bu uluslaşma, ulus devleti inşa sürecinde dört ilke çok hayatiydi; çağdaşlaşma, laiklik, ulusal egemenlik ve bunun bir devamı olarak halkçılık.
Sayfa 157Kitabı okudu
Bahriye Üçok bir ışık hüzmesiydi... Onun için partililerin onayını almak zor olmayacaktı. O çocukluğunda geçimlerini sağlamak için yaptığı üçüncü sınıf gemi yolculuklarını, doktora tezini yazarken bir yandan çeviri yapıp diğer taraftan dikiş dikmişliğini, evde iki memur maaşıyla zar zor geçinmişliğini asla unutmamıştı. O bir akademisyen olduğu kadar, bir Karadeniz kızıydı da... Kolay pes etmeyecek, çizmesini giyip sahaya inecekti... Sıcak siyaset onun için daha yeni başlıyordu...
Bir ulus her şeyden önce kültürü ile var olur. Biz varisi olduğumuz kültürü yıkarak mı güçleneceğiz?...
Reklam
... Devrimin hâlâ daha halka doğru anlatılmaya ihtiyacı var. Gazi Paşa'nın dediği gibi dans, balo hepsi bahane. Önümüzde uygar bir dünya var, o dünyaya ayak uydurabilmek, bilimde, sanatta, felsefede ona yaklaşabilmek esas mesele... Zaten inkılâplar da böyle bir çağdaşlaşma tahayyülünün parçası değil mi? ...
Sayfa 158Kitabı okudu
Şuna bir kez daha kanaat getirdi ki bu topraklarda öğretmen mukaddes bir varlıktı. Ve öğretmenler, bir gencin yaşamına dokunup tüm akışını değiştirebilecek sihirli bir değneğe sahip perilerdi...
Aydınlanma mücadelesi dönemlik değil ömürlüktü onun için...
Sayfa 235Kitabı okudu
Nadire limana vardığında iskelede ve civarda mahşeri bir kalabalık vardı. Tam da gemi iskeleye yanaşırken kaleden top atışı başladı. Trabzon'u ve Doğu Karadeniz'i Pontus çetelerinden temizleyen Gazi'ye sevgi çok büyüktü. Bahriye’yi kucağına aldı Nadire. Hamidiye tüm görkemiyle nazlı bir gelin gibi usulca limana yanaşıyordu. Bekleyen kalabalığın tezahüratlarıyla inliyordu Trabzon Limanı: "Hoş geldin Gazi Paşa! Çok Yaşa!"...
Reklam
Nadire hanım..
... Kucağında kızı Bahriye, elinde üç bez eşyasının olduğu çıkınıyla Sivas'ı terk etti. Memlekette Milli Mücadele yıllarıydı, bir yandan aklı Mustafa Kemal'in örgütlediği halkın kurtuluş mücadelesindeydi.
Güzel ülkemin 1 günlük gündemi bile saç beyazlatır
...Biz ise çabuk yaşlanangillerdeniz. Saçlarımıza aklar 30'ların sonunda düşmeye başlar... Öyle değil mi?
Sayfa 187Kitabı okudu
“Birtaneciğim, gözlerini çok özledim... Dünyada eşi benzeri olmayan gözlerinin derinliğine dalmayı özledim... Ve o eşsiz sesinden ruhumu dinlendiren aryalar dinlemeyi özledim...” Coşkun Üçok’un Bahriye’ye Mektubundan,1944
Ölüm de insan yaşamına dahil, ama ondan ibaret değildir.
Onlar laikliğe kalkan olmuş, aydınlık bir Türkiye'ye bedenini siper etmiş, aklını, fikrini bu yola vakfetmiş münevverlerdi. Prensipliydiler, suları sertti, tavizsizdiler... Hıfzı Veldet Velidedeoğlu... Onun oğlu gibi sevdiği Muammer Aksoy... Onun da oğlu gibi sevdiği Uğur Mumcu... Ve bu fırtınanın ortasında şahin gibi bir kadın Bahriye Üçok.
Sayfa 236Kitabı okudu
191 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.