Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin bahçesindeki Düşünen Adam heykelini bilmeyen pek yoktur belki de. Ama orijinali, usta Rodin’e ait olan bu heykelin bir benzerinin hastane bahçesine yerleştirilmesinin öyküsü pek bilinmez. 1953 yılında, hastane başhekimi bir dergide bu heykelin fotoğrafını görünce, “Aynısını başhekimlik binasının karşısına yaptıralım,” der ve hastanede tedavi gören heykeltıraş Kemal Künmat bu işle görevlendirilir. Tam heykel tamamlanmak üzereyken, Künmat, “Para vermezseniz işi bitirmem,” der ve Düşünen Adam’ın elini çenesinin altına koyduğu kolu yontmadan öylece bırakır. Böylece, heykelle uğraşan başka biri var mı diye yeni bir araştırmaya girişilir. “Ben büyük bir heykeltıraşım!” diye ortaya çıkanlar ise saymakla bitmez. Nihayet aylar sonra, hobi olarak resim ve heykelle ilgilenen bir hasta heykeli tamamlamayı başarır. Lâtif Ruhşat Alpkan, yıllarını bu hastanede geçirmiş bir doktor. “Bakırköy Akıl Hastanesi’nden Anılar” kitabında hastanenin geçmişini, bugününü, kendisinde iz bırakan olayları önceki kuşakların anılarına da yer vererek anlatıyor. İnsanın içini burkan, bazen de yüzünü güldüren anılar, bambaşka bir dünyanın kapısını aralıyor okurun önünde. Kitaptan bir alıntı: “Umudu olanın her şeyi var demektir.” (s.131)