Bakış ve Ses

Pascal Bonitzer

Bakış ve Ses Posts

You can find Bakış ve Ses books, Bakış ve Ses quotes and quotes, Bakış ve Ses authors, Bakış ve Ses reviews and reviews on 1000Kitap.
Gene de, sinemanın "sinema olduğunu", yani görünüş olduğunu, zevk alınan etkilerinin de bir ağır makinalar toplamı tarafından üretildiğini bilmek başka şeydir, sahneye, şu ya da bu biçimde, söz konusu makina dairesini taşımak başka şeydir.Şu ya da bu biçimde, çünkü bunun çeşitli biçimleri vardır; en azından, karşıt yöntemlerden kaynaklanan, iki tane. Bunlardan biri Vertofunkidir, Godard'ınkidir ve görünüş-sinema (Vertof un yapıtı sinemasıyla: "Oynanan sinema"yla, "tiyatro'vari sinema"yla bir tuttuğu sinema) tarafından, Vertof un deyimiyle, "zehirlenmiş" seyirciyi mistifıkasyondan kurtarmak, hipnozdan uyandırmak, gözlerinin bağını çözmek için, aygıtı ya da aygıtları (gerçekten, tek aygıt kamera değildir), üretim aygıtları olarak, sahneye sokmaya dayanır; bu büyüleyici, zevk verici etkilerin, bu görünüşün, bu gerçeklik izleniminin, bir bakıma, aygıtların işaret ettiği bir emekten koparılmış artı-değer olduğunu gösterir. Burada, seyirciyi, sinemanın üretici niteliği üstüne, toplumsal kompleks içinde oluşturduğu üretim tipi üstüne düşündürtmek söz konusudur. Godard'ın, başka filmlerinde olduğu gibi, Nurnéro Deux'ác yaptığı, bu titiz çıkık yerleştirme ameliyesidir: O zamana kadar falancanın başından geçenler, vesaire söz konusuydu, oysa artık falancanın vesairesi değil, yalnız makine dairesi vardır; dahası: Eskiden, kıyılarından taşan ırmağın zorbalığıyla üstünde durulan, artık ırmağı sıkıştıran kıyıların zorbalığı­nı düşünmenin zamanıdır.
Peki ama nedir "gözün hayal kırıklığı" - göz tarafından taşı­nan öznenin hayal kırıklığı değilse? O göz ki, söz konusu özne (izleyici), onun sayesinde, alan derinliğinden kendisine bakan nesneyi zaptedebilir, üzerinde aldatıcı bir egemenlik kurabilir. Göz kamera ve montaj aracılığıyla farkı kesin olarak görebilmelidir, çünkü burada söz konusu olan planın özerkliği değil (plan, tersine, iyi zincirlenmiş olmalıdır), ekran üzerinde, ard arda gelen görüntüler dizisini tarayan bakışın aldatıcı özerkliğidir. 30 derecenin altında göz artık özgür değildir, nesneye zincirlenmiş gibidir, nesne tarafından tedirgin edilmektedir, üzerine bir ağırlık yüklenmiştir. Burch'un sözünü ettiği sıçrama, "atlama"nın unutma özgürlüğüne, kuvvetine sahip değildir, daha çok bir tö­kezlemedir, boşa giden edim, sürçme cinsinden bir şeydir.
Reklam
Burch, sinematografik uzayın bu önemsenmemiş yanı üzerinde durur: Bölünmüşlüğü, tamamlanmamışlığı, kusurlu oluşu sanatın ve biçimsel deneylemenin imdadına koşan da budur. Burch, Bazin'in görmek istemediği, klasik sinemanın da geriye ittiği şeyden- yola çıkar: Kopuş, süreksizlik.
Sinematografik imge kendisinde bulunmayan tarafından bir türlü rahat bırakılmaz. Ekran, yalnızca, görmenizi (filmi görmenizi) sağlayan beyaz ve dikdörtgen dayanak değildir; aynı zamanda, adının da gösterdiği gibi, görüntünün yansımasının, yapısını bir eldivenin parmağı gibi tersine çevirmesiyle, bizi gizleyen (gerçeklikten gizleyen) "perde"dir. Ekranın, temel nitelikte olan ve sinema tarafından, bilinçli ya da bilinçsiz, her zaman kullanılan bu perdeleme etkisi André Bazin'i büyüleyen şeydir. Ama o bunun yalnızca sonucunu (zaten otomatik olmayan, doğal da olmayan sonucunu) görmek istiyordu: Yani, ekran-pencere'nin sınırlarının ötesinde, gerçek olanın homojenliği, sürekliliği; kendi deyişiyle, gerçekliğin dikişsiz elbisesi.
Yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
"Yapıntı, yalnızca bir düzlem üzerinde olup bitenin derinliğidir", diye yazıyor Jean-Louis Schefer ("Sur le Déluge Universel", Cahiers du Cinéma,n. 236-2377). Nasıl oluyor bu? Nedir şu derinlik denen şey? Derinlik bakışın, izleyicinin, öznenin yittiği, bölündüğü derinliktir. Bu derinlik yüzeyin inkârına dayanır: Orada, salonda, bir ekran karşısında olduğunu bilir insan; rüya görmemektedir. Bununla birlikte, gene de rüya görmektedir, izleyici konumunun her za-man biraz kritik olan boyutunu ortaya çıkaran, bu gene de'nin oraya koyduğu bölünmedir, küçük "schize"dir. insan hakikat hakkında ve gerçek olan hakkında kendi küçük fikrine sahiptir; gerçeklik izlenimi, kabul, ama kendinde problematik olan bir ger­çekliğin izlenimi.
Yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Geri17
75 öğeden 71 ile 75 arasındakiler gösteriliyor.