Anti-Otoriteryanizm ve İktidarın Altüst Oluşu

Bakunin'den Lacan'a

Saul Newman

Bakunin'den Lacan'a Quotes

You can find Bakunin'den Lacan'a quotes, Bakunin'den Lacan'a book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Özcülük milliyetçilikten daha geniş bir sorun­dur. Özcü fikirler siyasal ve toplumsal gerçekliğimizi yönetiyor gi­bi görünür. Bireyler hakiki ya da doğalmış gibi görülen bir kimlik içinde sabitlenmiştir. Özcü kimlikler, kişinin gerçekliğini belirli normlar etrafında inşa edip değişme ve dönüşme ihtimallerini kapatarak bireyi sınırlar.
Devlet, toplu­mu dinsel yabancılaşmadan ya da ekonomik yabancılaşmadan kur­taramaz, çünkü devletin kendisi yalnızca bu yabancılaşmanın bir yansımasıdır.
Reklam
Lacan okumak
Lacan "obsesif' ve "histerik" özne üzerine yazdı. Obsesif, arzu­sunun nesnesine her yönüyle asla yetişemez, oysa histerik, arzu nesnesinin peşindeki umutsuz takibinde, onun peşinden yetişir ve ötesine geçer. Bu nedenle, ne biri ne de diğeri arzusunun nesnesine ulaşamaz, biri çok öteye gider, diğeriyse yeterince uzağa gidemez. Arzu nesnesi bunların ikisinden de sıyrılır. Diyebiliriz ki, muhte­melen bizim çözümlememizin kaygan ve ele gelmez arzu nesnesi Dışarısıdır -özcü-olmayan bir direniş siyasetiyle pek rahat birlikte durmayan ve yine de paradoksal olarak onun için can alıcı önemde olan bir nosyondur. Belki de ayrıca, iktidara göre dışarıyı hem ima eden hem de arzulayan, ama asla onu tanımlamak için yeterince uzağa gitmeyen Foucault'nun obsesif nevrotik gibi olduğunu söy­ leyebiliriz. Ve belki de Deleuze, Dışarının, bir direniş figürünün pe­ şindeki delice koşusu Dışarıyı metafizik bir arzu kavramının terim­ leriyle tanımlaması yüzünden hepten kaybetmesiyle sona eren bir histeriğe benzetilebilir. Derrida kendi farklılık kavramında bir dışa­rıya muhtemelen en çok yaklaşandır, ama o hala oldukça muğlak kalır. Dolayısıyla, bir dışarısı nosyonu bir direniş siyaseti için zo­runlu olsa da, şimdiye kadar bu çözümlemede fazla değere sahip olmadan oldukça anlaşılmaz ve soyut kalmış görünür.
Feurbach’a göre,Tanrı bir yanılsamadır,insanın hipostazlaştırılmasıdır:insanın sevgi,erdem ve cömertlik gibi kendi iyi niteliklerinden elini çekerek kendine yabancılaştığı ve dışındaki bir otoriteye tabi olduğu bir soyutlamadır.Bu dinin kapanıdır Feurbach’a göre:”bu yüzden insan dinde kendi aklını…kendi bilgisini,kendisine ait düşünceleri redder ki onları Tanrıya yerleştirebilsin.İnsan kendi şahsiyetinden vazgeçer…insanın kıymetini,insan benliğini reddeder.”
Sayfa 77 - Ayrıntı Yayınları
Toplum kurmaca bir birliktir-hiçbir özü yoktur.
“Herkes”dediğiniz bu kişi kimdir? O ’toplum’dur!Ama öyleyse o cismani değil mi?Biz,onun bedeniyiz!-Ya Siz?Neden siz kendiniz bir beden değilsiniz?…Bundan dolayı birleşik toplum gerçekten onun hizmetinde olan bedenlere sahip olabilir,fakat kendisine ait bir bedene sahip değildir.
Sayfa 123 - Ayrıntı Yayınları
Özgürlük sabit,aşkın bir kavram değildir:bireyle otorite arasındaki mücadelenin bir parçasıdır ve bu mücadele içinde sürekli yeniden tanımlanır.
Sayfa 122 - Ayrıntı Yayınları
Reklam
248 öğeden 281 ile 248 arasındakiler gösteriliyor.