Balkan Harbi Hatıraları

Ömer Seyfettin

Oldest Balkan Harbi Hatıraları Posts

You can find Oldest Balkan Harbi Hatıraları books, oldest Balkan Harbi Hatıraları quotes and quotes, oldest Balkan Harbi Hatıraları authors, oldest Balkan Harbi Hatıraları reviews and reviews on 1000Kitap.
Milletçe en büyük özelliğimiz olan yenilgileri fazla gündeme getirmeme, ders çıkarmama özelliğimize en iyi örnek Balkan Harbi verilebilir. Oysa Balkan Harbi başarısız bir diplomasinin, siyasete bulaşmış bir ordunun, yapıcı değil yıkıcı muhalefetin bileşiminin nelere mal olacağına dair çok çarpıcı örnekler içerir.
Sekiz sene evvel, mektepten yeni çıktığım vakit gezdiğim bu yerleri bir gün böyle kaçarak terk edeceğimiz hiç aklıma getirir miydim?
Reklam
Yoldayız; Manastır’a doğru gidiyoruz. Yağmur yağıyor. Herkes mahzun mahzun yere bakıyor. Siyah çarşaflı bir kadın okuyor, üzerimize üflüyor.
Ahali o kadar Türk düşmanı ki, belediye dairesine kartallı bayrakları çekmekle kalmayarak Redif dairesindeki al ve beyaz boyalı sancak direğinin rengini bile değiştirmişler. Kırmızı ve siyaha boyamışlar.
Gustave Flaubert’in “Biz bir çöldeyiz, kimse kimseyi anlamıyor” dediğini hatırlarsın. Asıl bu çöl Fransa değil, Türkiye... Türkiye’de kimse kimseyi anlamıyor.
216 syf.
·
Not rated
Balkan savaşı esnasında yaşanan olaylar sıradan bir askerin tuttuğu günlükler şeklinde okuyucuya aktarılmaktadır. Savaşın olumsuzlukları ve içinde bulunan insanların psikolojileri oldukça etkili bir biçimde anlatılmaktadır..
Balkan Harbi Hatıraları
Balkan Harbi HatıralarıÖmer Seyfettin · DBY Yayınları · 2016311 okunma
Reklam
Biz kendimizi galip sanıyormuşuz meğer feci surette mağlup imişiz
“Bu sabah Leskovik’e doğru yola çıktık. Aydonan’da şiddeli muharebeler oluyormuş. Biz Leskovik’ten cephane alacağız. Yolda kaybolan hayvanımı aramak için geri kalmıştım. Bir çalılığın içinde doktoru, eczacıyı, Birinci ve İkinci Taburlardan birkaç zabiti gördüm. Yeri kazıyorlardı. Meğerse açlıktan bir nefer ölüyormuş. Ağzından köpükler akıyordu. Zavallı daha tamamıyla nefesi bitmeden, kazılan mezarının kazma seslerini işitiyordu.”
“Berliner Tagesblatt Gazetesi İstanbul muhabiri Feldmann günümüz İstanbul’unun gözde semtlerinden Yeşilköy’ü ‘tam bir dehşet manzarası hâkimdi. Caddelerde yatan yaralılar ve cesetler görülmüştü. Demiryoluyla, arabayla ya da yorgun argın çıplak ayakla gelen hastaların açık alana yerleştirildikleri Yeşilköy, ‘Kolera tarlası’ namıyla anılmaya başlamıştı’ diye anlatıyor..”
636 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.