Quotes
"Dert etme. Ne olduğunun önemi yok, işini nasıl yaptığının önemi var. Hamal olabilirsin, çoban olabilirsin. Ya en iyisi ol ya da en farklısı."
Sayfa 196 - BÜYÜKADA YAYINCILIK
Tanımadıklarımıza kapı tutalım mesela. Bize tutanlara teşekkür edelim. Ayağına bastıklarımızdan özür dileyelim.
"Teşekkür ederim." ve "Özür dilerim." en çok kullandığımız kelimeler olsun mesela.
Başlayalım bir yerden.
Mesela yere çöp atmamaktan.
En basitinden, en insani olanından.
En bize yakışanından.
Sayfa 166 - BÜYÜKADA YAYINCILIK
Açılan bir kapıdan çarçabuk geçme derdindeyiz, kimin açtığını, kime açtığını umursamadan.
Gelen asansöre hemen binme derdindeyiz, içinden çıkacak biri var mı diye bakmadan.
Sayfa 165 - BÜYÜKADA YAYINCILIK
Önce evler büyüdü.
Sonra banyo sayısı arttı.
Giyinme odaları girdi hayatımıza.
Dolaplar da, evler de yetmiyordu, durmak bilmeyen aldığımız çulumuza çaputumuza, tenceremize tavamıza.
Baktık olmadı, balkonları camla çevirdik.
Ne içimize sığabiliyorduk, ne dünyaya.
Sığamadıkça kapandık, kapandıkça klostrofobik ortamlarda yaşamaya başladık.
Sayfa 33 - BÜYÜKADA YAYINCILIK
Hayat yolu çift şeritli, lakin tek yöndü. Şerit değiştirilebilir ama dönülemezdi.
Sayfa 43 - BÜYÜKADA YAYINCILIK
Evlendikten sonra büyük küçük herkes ne zaman yavrulayacağınızı sorar, hadi yaptınız, bu kez çocuğunuza ne zaman kardeş getireceğiniz sorgulanır.
Sayfa 205 - BÜYÜKADA YAYINCILIK
Günlük hayatın her aşamasında faydacı ve "kendine Müslüman"ız.
" Önce ben" anlayışı her yerde.
Yürürken, araba kullanırken, asansöre binerken, dükkândan çıkarken.
Sayfa 165 - BÜYÜKADA YAYINCILIK