“senin sosyallik ve dostluk maskenin arkasında barbar bir kimlik var."
- wilhelm reich, dinle küçük adam
bir toplumu olduğu gibi sığdırabilmek bir motele: barbar’ın kahkahasında insan ruhundaki karmaşayı bir yaz tatiline, o insanların yaşadığı ülkeyi de bir motele sığdırmış sema kaygusuz. sevgi ve nefret, saygı ve hırçınlık, masumiyet ve intikam bu yüzden iç içe.
satırları okurken sorguluyor, yeri geldiğinde bir barbar edasıyla kahkaha bile atıyorsunuz. romanın kahramanları, romanı okuyan, okumayan herkes barbar oluyor.
“yani bunun doğrusu bu mu?” diye düşünürken, ters köşe oluyorsunuz. doğrusunu, eğrisiyle kıyaslayarak önümüze seriyor yazar.
sarih bir biçimde yerleştirilen târizler, okuyucuyu düşünmeye sevk ediyor. üslubu alıp götürüyor, kimi zaman motelin bir sakini oluveriyor şıpıdık şıpıdık terliklerle motelin diğer müşterileriyle olaylara şahitlik ediyorsunuz. hem yargılanan, yargılayan oluveriyorsunuz.
ilginç bir sema kaygusuz tanışması oldu benim için. kültürüne, tarzına, değindiği konulara, eleştirilerine, yaklaşımlarına, ferasetine hayran kaldım. özellikle eda’nın konuşmalarından sonra yer verilen olan simin hanımın yorumu çok etkileyiciydi.
sema kaygusuz’u ilk okuyuşumdu, son olmayacak.