Türk-Kürt kardeşliğinin güçlenmesi ve hükümetin başlattığı barış sürecinin sekteye uğramadan sonuçlanması, otuz yıldır evlat acısıyla dağlanan ana-baba yüreklerinin acılarına son verecektir.
Kürtler; tarihin hiçbir döneminde Türklerden ayrılıp devlet kurma çabasına girmediler. Ufak tefek ayrılıkçı isyanlar olduysa da topyekûn bağımsızlık mücadelesi verilmemiştir.
Asimilasyon ve inkar politikasının yanlışlığı ve birbirimizi yok saymanın neticesinde kan dökülmesine neden olduğunu gören hükümet ve hükümetin başı başbakan Recep Tayyip Erdoğan; barış ve kardeşlik süreci başlattı.
Barışın gerçekleşmesi ve Türk-Kürt kardeşliğinin pekişmesi için milletçe hepimize iş düşmektedir. Birbirimizden korkmama ve birbirimize katlanma neticesinde oluşacak olan barış; güçlü bir Türk-Kürt kardeşliği yaratacaktır.
Büyük Türkiye’nin oluşması ve otuz yıldır akan kardeşkanının durdurularak kardeşliğimizin karşılıklı güçlenmesi; hepimizin ortak istek ve arzusuna bağlıdır.
Emperyalistlerin kendi menfaatleri için cetvelle çizdikleri sınırlar boyu evladını, kardeşini, akrabasını, arkadaşını, toprağını ve malını kaybeden insanlarla doludur bu vatan... Bu kitapta Doğu sınırımız boyunca, kardeşkanı ve evlat acısıyla kavrulan Türk ve Kürt, ailelere ulaşarak her biriyle görüştük. Hatay’dan başlayarak Artvin’e kadar uzanan sınırda, köy köy, ev ev insanlarımızın sorunlarını dinledik ve barışa duydukları özlemi cesurca kaleme aldık…