Dostoyevski'nin şirin, kısa hikayeciklerinden birisi.
Karısını çok seven ve onu kıskanan bir adamın başına gelenlerin trajikomik bir şekilde anlatıldığı bir hikaye bu. Yanlış anlamalar mı dersiniz, tamamen çetrefilli işler mi dersiniz, yine de onca şeye rağmen ucuz atlatıyor kahramanımız olayları.
Kıskançlığın bir tür hastalık olduğuna değiniliyor sıkça.
Güven çok önemli ilişkilerde. Bunun şakası bile olmaz. Şüphe ise yer bitirir insanı. İkili ilişkilerde buna fırsat vermemeli taraflar. Hırstı, intikamdı, nazireydi bunlar ilişkiye yakışmaz.
Kıskançlığa da sürüklememeli, güven vermeli.
Beğendim.