İstanbul aşığı ve demokrat polisiye yazarımız Ahmet Ümit, bu sefer de İstanbul'un Kuzguncuk semtini, nostaljik ögelerle hayranlık uyandıracak yönleriyle anlatmış. Çizgi romana serpiştirildiği için de görsel etkinin fazlasıyla yeterli olması sebebiyle romanlardaki detaylı betimlemelerine başvurmamış hâliyle.
Kuzguncuk semtinde bir Ramazan davulcusunun ölümüyle olaylar başlar. Katilin araştırılması sürecinde yazarımız etnik kökenlerin ayrıştırılmaması gerektiğine dair toplumsal mesajını sayfalara yerleştirmeyi ihmal etmez. Tek mesaj elbette ki bu değildir, okudukça her zamanki gibi güncelliğini koruyan birçok sosyal meseleyi ele aldığını göreceksiniz.
Olay örgüsü olarak diğer eserleriyle kıyasladığımda örgünün basit geldiğini söyleyebilirim. Katili ilk sayfalarda doğru tahmin etmek istemezdim açıkçası. Bulmaca çözer gibi sayfalarda kaybolmayı polisiye eserlerde her zaman tercih ederim. Üslup olarak klasik bir Ahmet Ümit akıcılığı ve sadeliği göze çarpıyor. Zorlanmadan sayfalar arasında akıp gidiyorsunuz.
Çizgi roman olarak sıralamaya uyamadım, aralarında bağlantı olmadığı için sorun olarak görmüyorum bu durumu :) Sansür yasağı geldiğinden beri okuma isteğimi daha çok arttırmasına rağmen 'Tapınak Fahişeleri' diğer ikisine göre biraz fazla kalın ve içerik olarak ağır olduğu için kafamın daha boş olduğu zaman okumak üzere erteledim. Bu son çizgi romanını da en kısa sürede okumak ümidiyle diyerek incelememi sonlandırıyorum.