Başkomser Nevzat: Tapınak Fahişeleri

Ahmet Ümit
Polislik yaşamında hiçbir şeyin tesadüf olmadığını öğrenmişti.
Dinler insanın çaresizliğinin bir sonucudur. Tarikatlar ise insanın çaresizlikten zavallılığa geçişidir.
Reklam
Bak, ilk insanların kafası netti. Üç şeye tapardı, ateş, su, güneş… Bu üç şeyin ona hayat verdiğini keşfetmişti. İnsan daha doğadan kopmamıştı. Doğa ile bütünleşmiş bir şekilde yaşıyordu. Taptığı bu elementler hayattı ve elle tutulur şeylerdi… Sonra üç büyük din ortaya çıktı. Bu dinlerin doğayla bir ilgisi yoktu. İnsan düşüncelerinin söylemiydi. Düşünce ise muğlaktı, değişkendi. Bu dinlerin başka handikabı da onu ortaya atanların söyledikleri değil, ikinci, üçüncü ağızdan duyduklarımızdı. Bu da muğlaklığını arttırıyordu.
Bugün İstanbul gibi bir metropolde gece tek başına bir kadının yürümesi vahşi bir ormanda yürümesinden daha tehlikelidir. Çünkü vahşi bir saldırının nereden geleceğini bilirsiniz ama medeni! bir saldırının nereden geleceğini asla bilemezsiniz.
Bilimle dinin çatışması ona hep matrak gelmiştir. Bir taraf milyonlarca yılı araştırıp tartışıyor, öbür taraf 2000, 3000 yıllık mazisiyle tüm bunları yok etmeye çalışıyordu.
Geceleri çalışmayı severim. Nedense geceleri insanların kirlettiği hava daha temiz oluyor gibi bir his taşıyorum.
Reklam
Çağdaş dediğimiz insan, o arı insanların elle tutulur “Ateş, Su, Güneş” Tanrısını bırakmış, kendi bulduğu muğlak Tanrısını allayıp süslemiştir. Sonra bu Tanrının yolunda kendini kaybetmiştir. Tanrının yolunda kaybettiği kendini bulmak için yarattığı dinler yeterli gelmeyince, yine bu dinlerin uzantısı olan tarikatların rehberliği ile yolunu bulmaya çalışıyor.
Bugün İstanbul gibi bir metropolde gece tek başına bir kadının yürümesi vahşi cangıl bir ormanda yürümesinden daha tehlikelidir. Çünkü vahşi bir saldırının nereden geleceğini bilirsiniz. Ama medeni (!) bir saldırının nereden geleceğini asla bilemezsiniz.
Sanal şehirler yaratıyoruz… İçinde doğanın olmadığı, insanların yaşayamadığı metropoller yaratıyoruz.
Her katilin bir hikâyesi vardır. O hikâye ki size insanı anlatır.
Everest Yayınları, Gülgeç, Polisiye, Katil, Suç, Cinayet, Vahşet, ÖlümKitabı okudu
Reklam
Aşırı doygunluğun insanın sorunlarını çözümlemediğini biliyordu. Aşırı zenginlik bıkkınlığı, bıkkınlık da alkolü, uyuşturucuyu, intihara benzer yaşam biçimlerini getiriyordu.
Sayfa 44 - Everest Yayınları, Gülgeç, Polisiye, Katil, Suç, Cinayet, Vahşet, Ölüm, BağımlılıkKitabı okudu
Bugün İstanbul gibi bir metropolde gece tek başına bir kadının yürümesi vahşi bir ormanda yürümesinden daha tehlikelidir. Çünkü vahşi bir ormanda saldırının nereden geleceğini bilirsiniz. Ama medeni(!) bir saldırının nereden geleceğini asla bilemezsiniz.
Kur yükseliyor, iyi para...
- Utanmıyor musun be adam, hiç bin dolar için adam öldürülür mü? +Ne yapayım Hakim Bey, damlaya damlaya...
Güncel Yayıncılık, 1. Basım, Haziran 2007.Kitabı okudu
Bugün İstanbul gibi bir metropolde gece tek başına bir kadının yürümesi vahşi bir ormanda yürümesinden daha tehlikelidir.
Sayfa 14
Elbette müslümanız. Öteki dinlere de saygılıyız. İsa ve havarileri de, Musa Peygamberin On Emri de bizim için temel esastır. Esasında Musevilik, Hırıstıyanlık ve Müslümanlık tek bir dindir. Darwinizmin saldırısına, tanrı tanımazlığa karsı bu üç dinin birleşmesi gerektiğini söylüyoruz. bu üç dinin birleşmesiyle "YENİDEN DOĞUŞUN" gerçekleşeceğini savunuyoruz.