Başlangıçta Kadın Vardı

Luce Irigaray

Başlangıçta Kadın Vardı Quotes

You can find Başlangıçta Kadın Vardı quotes, Başlangıçta Kadın Vardı book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Erkek, bu ayrıcalığı neden kendine mal etmiştir? Kadının üremedeki katkısını, bireyleşim tohumunu temin etme payesini kendine biçerek kadını neden basit bir besleyici ortama benzetmiştir? Bir de bu yanlışın böylesi uzun bir süre bilinmemesi nasıl mümkün olur?
İlk insanlarda dilin oluşumu ve kültür biçimi
''Ne hayvan ne tanrı, henüz erkek de değil, insanın tanrı veya tanrılara hitap etmek, çevresini tasvir etmek ya da benzerleriyle bilgi alışverişinde bulunmak üzere işlediği dil, insan olarak, insanın sözlerine benzemez henüz. Belki nesneleri, şeyleri, uzaktaki dünyayı sahiplenme ve bunları hafızasında farklı farklı tutabilme becerisine sahip, evrimleşmiş bir türünkine denk düşer.''
Reklam
Yaşam, kendisini birinin tutkusuna göndermesi üzerinden bir şeye veya bir gerçekliğe dönüştürene değil, kendisini bir bütün olarak tutana gereksinim duyar.
Sayfa 119Kitabı okudu
Felsefe, ilişkisel kimliğimizin gelişimini insan oluşumuzun belirleyici bir aşaması olarak ele almak zo­rundadır. Bu, insanlığın özellikle cinsel aidiyetleri bakımın­dan, diğer alemlere kıyasla başka türden ilişkili varlıklardan oluştuğunu bilmemiz gerektiğini işaret eder. İnsanlık; hay­van, bitki veya mineral gibi diğer alemlere karşı kendi farklı­lığını nöronların sayısına dayanan nicel bir ayrım aracılığıyla ortaya koyan bir grup birey olarak tanımlanamaz. Daha doğ­rusu insanlık; yemek, barınak, cinsellik, üreme, liderlik veya hizmet ve her türlü zihinsel iştah gibi zorunlulukları ya da ihtiyaçlarıyla birbirinden farklılaştırılamayan insanların sta­tülerinin nasıl aşılacağıyla yüzleşmelidir. İnsanlığımıza ulaş­manın yolu mukayeseli bir yol değildir. Dahası, diğer türler üzerindeki üstünlüğümüz, kendi başıboşluğumuz üzerinde çok fazla durmamıza yol açıyor da olabilir. Belki insanlığı di­ğer alemlerden kısmen ayıran yanılabilmesi veya hiçbir yere gitmeyen bir yol tutturabilmesi, hatta kendi ölümüne önayak olabilmesi kabiliyetidir. Bu insanoğlunun basitçe zorunluluk­lara itaat etmeyip, özgürlük payının keyfini çıkarmasından kaynaklanır. Bu payı, insanlar ve maddi-manevi üretimleri­nin büyümesi için bir kapasite olarak kullanmak, bu tarzda bir insanlığa erişmek için yeterli değildir. Bu durumda, sadece başıboş, tehlikeli, çılgın canlı varlıklara dönüşme veya kendi icatlarımıza, özellikle teknik olanlarına, tabi olma riskini alı­rız.
Sayfa 29 - Pinhan Yayıncılık - Çevirenler: İlknur Özallı, Melike Odabaş - I. Basım: Ocak, 2014Kitabı okudu
Erkekler, kadının unutulmasından, hatta hakir görülmesinden hareketle kendilerine ait bir dünya yaratırlar. Kadının onlar için temsil ettiği şeyi hatırlamak onların erişemeyeceği bir şey olduğu için bunu unutmak daha makuldür.
Simbiyotik evrede fiksasyon sonucu;
İnsanoğlu, en azından eril varlık, kısmen kendisinin ürettiği ve ayrılamayacağı bir dünyaya batırılmıştır. Bu yüzden kendini izole edilmiş, plasentasının dışındaki her türlü ilişkiden koparılmış bulur.
Sayfa 26 - Fol Kitap
Reklam
Teolojik münakaşalarımız Tanrı’yı bizim için iyi kötü algılanabilir kılmayacağından, biz ancak onun aşkınlık statüsünü değerlendirebiliriz. Tanrı, bizim münakaşalarımızdan sonsuza dek uzak kalacak bir yerdedir.
Sayfa 19 - Fol Kitap
Tanrının hatası, sadece kendi başına olmayı istemesi ve de eril olarak adlandırılmasıdır.
Var olmak ve canlı bir varlık olmayı sürdürmek bir şeye veya başkalarına sahip olmayı değil, fakat daha çok bir şahsiyet olmayı gerektirir.
Sayfa 119Kitabı okudu
Erkek, olduğu kişi olmak yerine olmadığı biriymiş gibi yapmıştır. Hayvanlıktan Tanrısallığa zıplayarak insanlığı geliştirmiştir. Tanrıçanın yok olduğu kökensel delik, kelimelerin maddesiyle dolar, logosla tıkanır ve görünmez olanın ve konuşanın Tanrı olduğu bir geleceğe doğru açılır.
207 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.