Başmakalelerim 2
Necip Fazıl KısakürekBaşmakalelerim 2 Gönderileri
Başmakalelerim 2 kitaplarını, Başmakalelerim 2 sözleri ve alıntılarını, Başmakalelerim 2 yazarlarını, Başmakalelerim 2 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Konular 
Başmakalelerim 1 kitabıyla aynı muhtevada olması hasebiyle inceleme de aynı olabilir diye düşünüyorum. Allah Üstada rahmet eylesin, amin.
#219628101
Bu halk asildir.
Lafla değil, kelimenin yükseleceği mânâ stratosferi boyunca asîl...
Ya bir sınıf, büyük bir sınıf münevver nedir? Münevver; lafta, nurlanmış insan... Şu, münevver dedikleri... Yeni dille aydın....
Onu bana sormayın; sıfat bulamam! Kendi zaman ve mekânlarına nispetle dğerlendirilecek olsalar, dünün münevveriyle bugünün bir nevi aydını arasındaki fark, Süleymaniye Camii yanında Taşlıtarla gecekondusu şeklinde gösterilebilir.
Sayfa 248Kitabı okudu
Normal memleketlerde ve normal şartlar altında bile iktisat sahasının minicik ruh âmilleri bütün gövdeye hakim bir rol oynarken, bizde, son krizimizin âmillerini hâlâ koskocaman (Faktör psikolojik) ruh faktörü dışında aramak, karnında bir kama yarasiyle yatan hastanın benzindeki uçukluğu sarılık illetine bağlamak kadar gülünçtür.
Sayfa 242Kitabı okudu
Şüphesiz ki, kalabalıklar, ruhundan ziyade maddesiyle avlanmaya müsait... Yalnız madde cephesinin kemmiyet hesaplarıdır ki, kalabalıklarca kolayca anlaşılır. Kedilere ve köpeklere kadar şâmil bu bedahet duygusu insanda yaşarken, onun yerine ruhu ve mefkûreci görüşleri yerleştirmek çok zordur.
Sayfa 217Kitabı okudu
Gerçekten, kaba avam psikolojisiyle, hükümetler, büyük kütlenin gözünde sadece şüpheli ve (antipatik); menfaat zümresi gözündeyse, şüphe edilmesi yasak bir evliya postuna bağdaş kurucu ve aşırı (sempatik)dir.
Sayfa 213Kitabı okudu
Mesele tekdir:
İrfan cihazımızda kol kol şubelendirdiğimiz meselelerin bağlı olduğu ve mihrak noktasını kurduğu kök telâkki ve bu telâkkiden doğma ana plân...
Bu kök telâkki ve ana plânı, Türk milletini bir zamanlar dünyanın yarısına sahip kılan ruh soluğunun üfleyicisi, o beğenmedikleri Medreselerde tam bulabilirsiniz. Bu gerçeği, Hristiyanı, Yahudisi, dinsizi, bütün Batı âlemi kabul eder, fakat bizde, çeyrek münevverlerden bir iç zümre kabul etmez. Demek isteriz ki, bu ihtişamlı gerçeği kabul etmek için, Müslüman olmak da şart değildir ve sadece hakikat insafına malik bulunmak kâfidir.
Eski Medrese, kök ve dal halinde, kendi zaman ve mekânına tam hâkimdir; sonra dallarını müteessir edici saikler karşısında yeni dal ihtiyacı ayni kök feyzine bağlanacağına, ortada ne dal kaldı, ne kök... Sadece (Noel) ağaçları gibi, bir sırığa sicimler iliştirilmiş dallar ve bu dallarda sun'î yemişler...
Sayfa 205Kitabı okudu
Korkunun neması ölüm ve riyanın faizi hiledir; ve bir Arap meseline göre «en büyük hile, hileyi terketmektir.»
Ruh ve ahlâka ait bu ince kurmay sırrını, en iyi, gerçek kurmaylar anlar; ve affın bir zaaf değil, kuvvet işi olduğunu kestirir.
Unutmayalım ki, en büyük affedici, mutlak kudret sahibidir.
Sayfa 176Kitabı okudu
Rahmetli Tevfik İleri'ye, Adalet Divanı Başkanı, Yassıadada sormuştu:
-Necip Fazıl için gerici diyorlar; ne dersiniz? O da acı acı gülümseyerek şu cevabı vermişti:
- Bu, indi ve sübjektif bir tâbir, efendini; eğer Sovyetlere sorarsanız Amerika geri ve gericidir!
Sayfa 172Kitabı okudu
Genç adam, sen hep düşün! Düşün ki, sana sürdürdükleri bu kaba ve nefsâni hayatın ötesine, varlık sebebine, hakikatlerin hakikatine ait bütün telkinler, senden cüzzam illeti gibi kaçırılmış ve sana lâşe gibi iğrenç gösterilmiştir. İnsanoğlunun biricik meselesi olan sonsuzluk iştiyakı ve yaşanmaya değer hayatın hesabı etrafındaki insanlar sahtekârsa, şenaatlerini, dürüstse ulviliklerini tesbit, fikir namusunun en küçük şartıyken, bunları topyekûn reddeden ve yerine hiçbir şey getirmeyen bir devrin mânasını düşün!
Sayfa 159Kitabı okudu
Genç adam düşün! Seni bozmak için evvelâ sende mücerret fikir istidadını, yani varlık şiarını körletmekle işe giriştiler.
Bunun düşün!
Hiç, tavuğun suya dalıp balık avladığına, güvercinin kedilerin ağzından fare çaldığına dair ilmî bir vesika haberi duyulmuş mudur?
Fakat, ey genç adam, senin için, seni kandırmak ve hakikate yüzde yüz zıt bir şeye inandırmak için sahte ilim yapılmıştır.
Bunu düşün!
Sayfa 158Kitabı okudu
Genç adam düşün!
Evvelâ insanoğlunun düşünmekten büyük haysiyeti olmadığını düşün!
Sayfa 158Kitabı okudu
Neredesin, ey, herkesin ağzını tıkayacak ve eşini bağlayacak hak ve hakikat istibdatı?
Sayfa 154Kitabı okudu
İşte, birçok asırlardan beri hele bir asırdan beri, bizim ezeli hak ve hakikat kutbumuzu devirmek için her şeyi yapan Garplı, kendi kurtuluşunun reçetesi olan hürriyeti bizim mahvımızın formülü olarak bünyemize yavaş yavaş aşılamış; ve nihayet bu sayede, böylece bünyemize ârız olan kargaşalık sayesinde koskoca imparatorluğu elimizden alıp, bizi, içinde dilediği gibi hürriyet mücadelesi yapmakta serbest, fakat dışından tâbi, bir medyum topluluk haline getirmiştir.
Benim irademle gelmeyen ve benim talip olduğum hak ve hakikat hedefine erdikmekte basamak teşkil etmeyen hürriyetin Allah belâsını versin!..
Sayfa 153Kitabı okudu
Biz hürriyet istemiyoruz! Hakka esaret ve hakikate teslimiyet istiyoruz! Bizim ihtiyacımız idare, hakka esaret ve hakikate teslimiyet rejimidir.
Sayfa 152Kitabı okudu
Bugünkü moda genç kız tipinin doğuracağı ve terbiye edeceği çocuktan ne hayır gelecektir? O çocuk ruhunu hangi imana, beynini hangi meseleye ve nefsini hangi dâvaya bağlayacaktır? Orduda nasıl, ticarette nasıl, hükümette nasıl çalışacak ve bütün bu müesseseleri ne hale getirecektir?
Sayfa 147Kitabı okudu