"Bir kızın ruhuna düş gibi süzülüp girmek bir sanattır, çıkmak ise bir başyapıt."
Estet( güzeli en yüce değer sayan, sanatsal beğenisi çok gelişmiş kimse)Johannes,özgür,hedonist ve toplum kurallarını ince ince eleştiren bir karakter.
Yalnız,hedonistliği bedensel değil tinsel.İroniğe bakın ki, o tam bir entelektüel bir hedonist.
Zıtlıkların vücut bulduğu Johannes karakteriyle Kierkegaard,bazı temel yaşam hikayesini bu eserle farklı bir biçimde okuyucuya sunmuş.
Kierkegaard'a göre hayatın üç aşaması vardır: Estetik, etik ve dinsel aşama.
Bunlardan ilki olan estetik aşamada her şey zevkin çevresinde toplanır. Ya/Ya da adlı eserinin bir bölümünü oluşturan ancak bağımsız bir bütünlüğe de sahip olan "Baştan Çıkarıcının Günlüğü" işte bu estetik aşamaya dair...
Eserde hem günlük tadı; hem de ironik gözlemlerle bezenmiş zorlu bir roman tadı hissediliyor.
Eser de Johannes karakteri gibi zıtlıklardan oluştu benim için.
Hem zor,hem kapılıp merakla okudum.
Hem sevdim,hem sevmedim.
Aşkı, hem hoş duygularla duyumsadım,hem koca bir yalan ve yanılsama olduğunu teyit ettim.
Her şeye rağmen Kiergaard okumanın ayrıcalığını ve keyfini de yaşadım.
Aşkın tamamen estetik, özgür ve tinsel zevki için bir gün mutlaka okuyun.
"Sonlu ve geçici olan her şey unutulur,kalan yalnızca ebedi olandır."