Reddedilenler Salonu’nun kahkahalarla karşılanan açık renkli resimleri şimdi sessizce pek çok sanatçı üzerinde etkili oluyor pek çok paleti aydınlatıyordu. Hiç kimse bunu henüz itiraf etmiyordu ama top yuvarlanıyordu ve eğilim giderek daha fazla Salon’da apaçık hale geliyordu.
Fransızcada L'Œuvre , Türkçede ise Başyapıt olarak çevrilen bu kitap. Émile Zola'nın Rougon-Macquart serisininon dördüncü romanıdır.
Birincil karakterler
Claude Lantier(d. 1842, Gervaise Macquart ve Auguste Lantier'in oğulu) (Rogunların servetinde bir çocuk olarak kısaca tanıtılır-Meyhane kitabında da geçer)
Christine Hallegrain(Claude'nin çıplak modeli sonradan eşi oluyor)
Pierre Sandoz(Roman yazar-Çoçukluk arkadaşı)
Louis Dubuche(Mimar-Çocukluk arkadaşıdır)
Claude Lantierin, Parise gelmesi ve Pariste yaşadığı resim çizme aşkının onu ileride paranoyak derece etkileyecek şekile gelmesini anlatıyor.
Hatta öyle bir dereceye gelir ki oğlunun ölmesine rağmen, cenaze işleri ilgilenmez sadece resmini çizmeye devam eder, soğuk günlerde saatlerce ayakta kalarak resim çizmeye sonun da ise tam delirmeye başlar. Romanın sonunda ise bu delirme aşamasını kaldıramayan Claude kendini iskeleden asarak intihar eder.
Kitapta pek ekleyecek fazla şey yok, açıkcası resim çizme aşkının bir insanı bu kadar etkilemesi de biraz enteresan :D