Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Bataklık Çiçeği
Salahaddin EnisBataklık Çiçeği Yorumları ve İncelemeleri
Bataklık Çiçeği yorumları ve incelemelerini, Bataklık Çiçeği kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Bataklık Çiçeği puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Merhaba dostlar
@okuyan_kadinlar_kulubu ile #TürkKlasikleriSerisi okumalarımız bu ay Bataklık Çiçeği ile devam ediyor.
Kitap on üç öyküden oluşuyor. Tanıtımda yazarın "hayatın çirkin fakat gerçek sahnelerini, insanların yaşadığı acıları ve gülünç halleri yetkinlikle işlediği" belirtilmiş.
Dikkatimi çeken bir şey var. Yazar öykülerin büyük bir çoğunda genelevde çalışan bir kadını ele almış. Güzel ama nankör kadınlar da var arada. Anlatıcı, bu kadınlarla şu ya da bu şekilde ilişkisi olan ve eninde sonunda onlardan kazık yediğini düşünen bir erkek. Yani erkek hep mağdur, kadınlar da hep alçak, sahtekâr, paragöz, hatta iğrenç mahluklar.
On üç öyküden onu bu tarz olunca ve istisnasız hepsinde kadınlar her kötülüğün kaynağı gibi anlatılınca, haliyle rahatsız edici geldi bana. Hayatın çirkin gerçeği bu muymuş yalnızca? Tuhaf değil mi? Takıntılı bir durum hissi veriyor insana.
Neredeyse birebir aynı temalarla kurulmuş bu öyküleri de kitabın genel duygusunu da sevmedim. Yazardan daha önce okuduğumuz Zaniyeler daha iyiydi.
Sevgiyle kalın
Beddua ile başlayan bir şarkı'ya alışmıştık, Lakin beddua ile başlayan bir kitap olunca daha da hayret ettik.
Selahattin Enis' arka mahallelerde kalmış, yaşamın atardamarlarında karanlığın ortasında yaşayan insanların, arka mahalle ilişkilerini kara bir buhran içerisinde yazıyor. kitap da dikkatimi çeken en önemli olan felsefecilerinde dediği 'Toplum Bir Zombidir' çıkarımı oldu.
Misal Bir Kadının Son Mektubu bölümü bunu doğrular nitelikte geldi bana.
Yazar olayları hırçın ve acımasız bir dille kaleme almış sanki yazar tüm kinini, nefretini, öfkesini, her neyi varsa satırlara dökmüş.
İhanetle biten ilişkiler, toplumun gözünde sadece bir obje olarak görünen hayat kadınları, kıyı da köşede kalmış karanlıklar. Hepsi satılarda adeta hayat bulmuş.
Edebiyatımızın bu ağır ve sere serpe öykü derlemesi sizin de ilginizi çekebilir.
Bizim Zola
10 değil 9 puan verecektim aslında ama ortalama puanının 6'larda olması da gerçekten haksızlık gibi geldi. Selahattin Enis realizmi sonuna kadar hatta rahatsız edici düzeyde kullanmış bir kalem. Tepki görmesi normal aslında. 13 kısa hikâyenin yer aldığı bu eserinde kötülüğün kaynağı olarak gördüğü topluma ayna tutmuş, isyan ve eleştirilerini yaşadığı döneminin ötesinde bir cesaretle kaleme almıştır. Kitaptaki hikâyeler;
Bataklık Çiçeği
Bir Kadının Son Mektubu
İmam'ın Fatma Hanım
Lambo Usta
Çingeneler
İsyan
Bağırsak
Şaheser
Bütün Bir Hayat
Teşrihhanede
Kurtlar
Avdet
Hufre
Bataklık Çiçeği
Severek okuduğum bir kitabın yorumuyla geldim. Bu kitabı uzun zamandır çok merak ediyordum ,sonunda okuyabildim. Kitaba dair çok olumsuz yorumlar gördüm. Yani olumsuz yorumlar beni çok etkilemedi açıkçası. Yazarın kalemiyle daha önceden tanışmıştım ve sevmiştim. Bu kitabını da severek okudum. Akıcı ve sürükleyiciydi.
Kitapta 13 tane hikaye var. Beni en çok Teşrihhanede, İmam'ın Fatma Hanım ve Kurtlar hikayesi etkiledi. Bu hikayeleri okurken tüylerim diken diken oldu.
Diğer hikayelerin genel konusu hayat kadınları. Toplum tarafından dışlanmış insanları ele almış. Birçok kişi tarafından eleştirileceğini bilmesine rağmen yine de bazı konuları sakınmadan ele almış açıkça kendisini ifade edebilmiş.
Evet kimler okudu bakalım?
Merhaba canlar...
#okuyan_kadınlar_kulubu nün #türkklasikleriserisi etkinliğinde bu ay #selahattinenis kaleminden #bataklıkçiçeği ile tanıştık.
Ahlâkın çaresizliği ve toplumsal değerlerin çatırdaması... Bu bataklıkta her şey yalan.... Ahlâk, fazilet, namus, vicdan... Ve tabi ki kimin yüzünden? Ahh kadınlarrr kadınlar!
Her seferinde 'bu kez sinirlenmeyeceğim' diyorum ama başaramıyorum.
Biz tam anlamıyla şeytanın cinsiyet bulmuş haliyiz ve ahh zavallı erkekler neler çekiyorlar bizim yüzümüzden diyor ve müsaade istiyorum. Bu sefer söyleyeceklerim bu kadar...
Keyifli okumalarınız daim olsun...
Kitapla kalın...
Eveet olaylı bir kitabın sonuna geldim. Okurken o kadar çok mesaj aldim ki kitabın kötü olduğuna dair. Oysa ben kitabı hic araştırmadan almıştım. Türk edebiyatı dizinini tamamlamak istediğim için ne çıksa aliyorum açıkçası. Neyse kitabin yorumuna gelelim bakalım.
Bizim bay Enis'in kadınlar ile büyük bir sorunu var daha bunu kitabın en başında görüyoruz. Yalnız bu sorun çok ciddi ve saplantılı bir şey. Kadınlara resmen düşman, nefretini kusuyor ne yazık ki! Yani biraz da ne kadar aciz olduğunu görmüş oluyoruz bence. Ne yaptı sana bu kadınlar be kardeşim! Öfken neye kime hayırdır yani! Seni de bir kadın doğurdu leylekler getirmedi yani! Ah ne vardı şu kitabini oturup bir konuşabilseydik seninle.
Yaşadığı dönemde yazarın kalemi ahlaksız bulunduğu için kütüphanelerde yer verilmemiş eserlerine. Sansür yüzünden de çoğu yazdıkları kaybolmuş. Kalemine ahlaksız demek bana düşmez araştırma sonucumda gördüm böyle olduğunu. Bana göre aykırı bir kalemi var. Ben severim aykırı ve dobra yazanları ama bay Enis işin ucunu çok kaçırmış. Hele de son öykü pek fena. Kitap birkac öyküden oluşuyor. Yani hepsinde kadınlara dil uzatmiyor. Bir iki tanesi normal aslında ama ilk ve son öykü çok çok fena. Ve çoğu okur kitabi bırakmış. Ben devam edip bitirdim. Tavsiye eder miyim diye sorarsanız da pek ılımlı olamam ya bu konuda. Okuyup da aa bunu mu onerdin demeyin.
#parlakmeltemkitapligi