Home
Search
Explore
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.32
Bataklık Çiçeği
Salahaddin EnisOldest Bataklık Çiçeği Reviews
You can find Oldest Bataklık Çiçeği quotes, oldest Bataklık Çiçeği book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.Score
6.6Out of 10
Klasiklerde biraz yol aldıktan sonra rotamı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın Türk Edebiyatı Klasiklerine çevireli bir süre oluyor. Edebiyat derslerinde adını hiç duymadığım, kendi okumalarımda denk gelmediğim isimlerle tanışıyorum. Bataklık Çiçeği eserinin müellifi Selahattin Enis ile de böyle bir yolculukta tanıştım. Onu çağdaşlarından ayıran en temel özellik, realizm ya da diğer bir deyişle gerçekçilik konusunu gerçekten işlemek istediği için gözlemlerini hep hayatın istenmeyen ve ötekileştirilen, çoğu zaman iğrenç olarak adlandırılan bölgelerine çevirmiş olmasıdır. Hele Teşrihhane'de öyküsü o kadar gerçekçi ki insanın tüyleri diken diken oluyor.
Bütün hayatını harcadığı Semra'nın - Bataklık Çiçeği'nin tarif edilemez ihanetlerine uğrayan adamın psikolojisini - talihsiz hayat koşullarının kötü yollara ittiği bir diğer kadının hikayesini - Anadolu'dan İstanbul'a gelip ticarete atılan Lambo Usta'nın çelişkili hallerini - Hanımefendisine aşık olan eski zengin yeni uşak bir adamın garip durumunu - Aşık olduğu kedileriyle başı belaya giren İmamın Fatma Hanımı'nı - Ölüleri kemiren fareleri takip eden meraklı bir adamı - Genç bir kadının kurtlarla mücadelesini - Sanatla yaşam arasında bocalayan ressamı ve diğer muhtelif psikolojik belki nevrotik öyküleri okumadan geçmeyiniz. Bunların başka örnekleri yok...
1892 doğumlu Selahattin Enis'in On üç hikayesinden oluşan, aşk, hüsran ve ölüm temalarının trajik bir şekilde işlendiği, lirik bir dille bezenmiş, oldukça da karamsar bir kitaptı doğrusu. Yalnız yine kadınların çok aşağılandığını düşündüğüm için çok da hoşuma gitmedi bazı hikayeleri. Ama sizleri yanıltmayayım. Edebi yönüne hiç bir kötü söz diyemem açıkçası.
Bataklık Çiçeği
Atabek hanedanindan gelen Selahattin Enis 'in 13 hikâyeden oluşan kitabı. Hikâyeler edebi yönünden cok güzel bir anlatıma sahipti. 13 hikâyenin 7'sinde alenen yahut üstü kapalı bir şekilde kadına olan bakış açısı kötü bir şekilde ele alınmış. En son hikâyede aşk duygusunu açıkça cinsel birleşmeye ulaşmak için uydurulan bir yalan olarak görüldüğü kahraman üzerinden dile getirilmiş. Ancak sanatçı üslubu, betimlemeler oldukça güzeldi. Bazı hikayeler ders niteliğinde bile düşünülebilir. İsyan hikâyesindeki trajedi beni üzdü. Sanata verilmeyen değer hâlen günümüzde var maalesef. Teşrihhanede isimli hikâye ise ölümü ve sonrasını ister istemez düşündürttü. Bazi hikayelerde ise aile ortamının çocuk üzerinde bıraktığı etkiyi görebiliyorsunuz. Soyacekim gibi görünse de egitimci bakış açısında ele alinabilecek hikâyeler. Yazarın bakış açısı değil de kahramanın yaşadıklarından dolayı karşı cinse bakışı olarak bakılıp yumusatildiginda daha etkileyici olabilir. Empati duygusu ile yaklaşılınca edebi değere kendinizi kaptiriyorsunuz ister istemez :) İyi okumalar dilerim.
NOT:İçerik hakkında biraz bilgi vardır,dikkatinize!
Kitapla ilgili izlenimlerimi yazmadan önce yazarla ilgili bilgi vermek sanırım yazdıklarını anlamak açısından faydalı olacak.Selahattin Enis,1892'de Antalya'da doğmuş.Baba tarafı Gürcistan'ın Atabey hanedanından gelir.Hatta soyadı kanunundan sonra Atabeyoğlu soyadını alır.Jandarma Albayı olan
Hasta bi tiniyetin kitabı
Harcanan zamana yazık oldu. Betimlemeler çok iyiydi ama betimlemeleri kadınlar hakkında yaptığı çirkin küçük düşürücü betimlemeler olunca edebi yönü yazar denen şahsın edepsizliği ve kitabın rezaletinin tozu dumanı arasında kayboluyor. Yazar denen şahsın düpedüz ruh hastası bir yobaz olduğunu düşünüyorum; zira yazdıkları, hastalıklı düşüncelerinin aynası. Türkçede ne kadar çirkin kelime argo jargon varsa hepsi bir arada. Bu yazan kişiye kim yazar deyip kitaplarını yayımladı anlamak mümkün değil. Zira hikayelerde habire gayri meşru yaşayan kadının gayri meşru çocuğuyum diye anlattı durdu (onu çok net anladık)...
Hiç mi ruhu temiz kimse kalmadı da nefret kusan bu kişiye yazar dendi hayret.. ne anne ne kadın (eş) ne kız kardeş komşu teyze dişi kuş kedi vb kadın namına ne varsa hepsinin ahlaksız olduğuna dair göndermeler var. Kadınların hepsi mutlaka çoklu ilişki içinde ihanet eden baştançıkaran vb.. Değer yargıları yok olmuş sanki. Toplatılmalı bence. Kadın düşmanlığı ayan beyan görülebiliyor. Yaşayan her kadın namus yoksunu, kötülük kaynağı, şeytanı varlıklar olarak bahsetmiş. Yazıklar olsun bu sapkın düşünceler içeren hikayeleride basıp yayınlamışlar. okurken ettiği hakaretleri kendisine iade ederek okudum. Aslında üslubuna uygun kelimelerle yorum yapmak isterdim ama insan olana yazar denen kişiye uyup çirkinleşmek yakışmaz. Bu kişiyi bu kitaptan sonra hayatımdan engelliyorum. Zira hem hem cinslerime hakaret ettirip hem huzurumu kaçırmak hem durduk yere öfkeye boğulmak istemem. "Asla okumayın" raiting yapmasın. Ölmüş zaten unutulup gitsin..
"Bulundukları devrin bütün kabul & teamüllerini deviren & sonunda maruz kalacakları hücumlara alayla karşılık verenler en büyük adamlardır."
Kendi sözünün hakkını verecek çarpıcılıkta yazdığı 13 öyküden oluşan bu kitapta, konular genelevden tutun da morga kadar birçok mekanda geçer & yazarın gözlemciliğinin ne kadar iyi olduğunu ortaya koyacağı bir eser ortaya çıkar.
Osmanlı'nın yıkılış & Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında yazan yazarın, döneme ait çoğu gerçeği günyüzüne çıkarmak adına fazlasıyla cüretkar yazılar yazdığı & bu sebeple de Behçet Necatigil'e göre kasıtlı olarak Selahattin Enis'in adının günümüze dek bilinmesinin önüne bir şekilde geçilmeye çalışıldığı söyleniyor.
O dönemi yaşayan bir insan olmadığım aleni bu sebeple bilirkişi rolüne girmeden sadece Türk Edebiyatı eserlerini okumayı seven birisi olarak şöyle diyebilirim ki 1920-1940 arası yazılan eserler arasından okuduklarıma kıyasla ilk defa böylesi açıklıkta & çıplaklıkta bir kalemle tanıştım. Öykülerden oluşan eserlerde bir noksan, bir yarım kalmışlık hissiyatı bu kitap için geçerli olmadı benim için. Konunun evveliyatı, olay örgüsü kısaca her şeyiyle tamamlanmış bir şekilde 4-15 sayfalık öykülerde okuyup kitabı bir çırpıda bitirdim.
Teşrihhanede* hikayesi midemi bulandırırken; Kurtlar*la büyük bir maceraya atıldım; Avdet* hikayesi ise bunları nasıl bu kadar açık seçik yazabilmiş dedirtti. Kitabı şaşkınlıkla bitirdim & sırada Zaniyeler var. Bataklık Çiçeğinde* çoğu öyküde olduğu gibi bir hayat kadını hikayesi daha beni bekliyor gibi.
İyi okumalar -.-
"İğreniyordum, insanların hayvanlıkları beni iğrendiriyordu, insanların serveti, insanların zaafı, insanların âcizliği beni iğrendiriyordu."
"Şuna inanıyordum ki servet, hicbir zaman çalışmanın sonucu değildi. Bu haksız üleştirme, talihin ve yanlış kurduğumuz toplumun bir eseriydi."
Merhaba, nasılsınız? Bugün #heraybirşiirbirromanokuyoruz grubumuzla bu ay okuduğumuz hikaye kitabının yorumuyla geldim. İçerisinde 13 farklı hikaye bulunuyor. Bu hikayelerde hayatın çirkin sahnelerini, insanların yaşadığı acıları, gülünç durumları ele almış. İfadeleri, betimlemeleri güçlü, sade ve anlaşılırdı. Okurken hiç sıkılmadım.
Kitabın sevmediğim yönü kadını küçük düşürücü ifadeler kullanması. O kadar hikaye içinden sadece iki üç tanesinde kötü yola sapmamış, öldürülmeyen iki üç kadın vardı. Son hikayede ise dünyada olan bütün kötülükleri kadının üzerine yıkmış. Yazarın kadın düşmanlığı apaçık görülüyordu. Son olarak yazarın sadece edebi dilini beğendim. Eğer okumak istiyorsanız bu yazdıklarımı dikkate alarak okumanızı öneririm.
Sevgiyle ve kitapla kalın
Yazardan okuduğum ilk kitap oldu. 13 kısa hikâyeden oluşuyor. Benim beğendiğim hikâyeler ;
Bataklık Çiçeği
Bir Kadının Son Mektubu
İmam'ın Fatma Hanım
İsyan
Bağırsak
Teşrihhanede
Kitapta tasvirlerin ve betimlemelerin anlatımlarını beğendim. Tüm hikâyeler de olumsuzluk, karanlık hâkimdi. Yazar, her hikâye de keşmekeşliği, yoksunluğu,
Genel olarak toplumun görülmeyen, görünmesi istenmeyen, dışlanmış insanların, mazlumların hayatı anlatılmış ama bunların bazıları öyle bir anlatılmış ki gerçekten ağzım açık okudum. Şimdi okuduğum hikayelerden etkilendiğim birkaçını bırakıyorum️
Bataklık Çiçeği
Eşi çok güzel olan birinin içindeki kötülüğü anlatması.
"Genç ve güzeldin