Dinleyici İçin Notlar

Batı Klasik Müziği

İsmail Lütfü Erol

Oldest Batı Klasik Müziği Quotes

You can find Oldest Batı Klasik Müziği quotes, oldest Batı Klasik Müziği book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Heyamola
İlk insanlar ellerini kullanarak çalışırlarken yapılan işin karmaşıklığı ölçüsünde ses organlarında tepkili hareketler ortaya çıkmakta ve çalışmaya eşlik etmekteydi. Daha sonra bu sesli hareketler, bilinçli bir biçimde, elle yapılan çalışmayı yönetmenin bir aracı olarak gelişti. Ve en sonunda bunlar, ellerin tepkili hareketleriyle tamamlanan bağımsız bir bildirişme düzenine dönüştüler. İşte bu bildirişme düzeni konuşma ve onunla aynı ilkelere sahip türkülere, iş türkülerine yol açmıştır. Türkülerin, sesin müziğe dönüşmesinde son derece önemli araçlar olduğu yaklaşımı, bu bağlamda düşünülmek durumundadır.
İnsanoğlu ses ve hareketi değiştiriyor. Onu değiştirirken doğayı kontrol uğraşında erişilebilecek en yetkin ürünlerden birini üretiyor. Şaşırıyor ve şaşırtıyor. Müzik, şaşırmak ve şaşırtmaktır. Ses ve hareket gibi doğadaki en başıboş iki malzemenin eriştikleri anlatım gücü şaşırtıcıdır. İnsanoğlu bunu yakaladığında şaşırıyor. Şaşırmanın arkasından araştırma gelebiliyor. Araştırılıp geliştiriliyor ve müzik, taş kırıcılarının e-he'sinden Beethoven'in senfonisine ulaştığında bir "tınlayan felsefe" oluyor. "Felsefe" yanı tartışma içermektedir ne var ki tınladığı kesin. Tınlayan; bir güzelliktir. Hareket, ses ve insan; hangisi hangisini güzelleştiriyor?
Reklam
Resim, heykel, mimari vb sanat kolları ile müziğin belki en temel farkı, onların müzikteki gibi zamanın bölünmesiyle ilgili bir boyuta sahip olamamalarında ortaya çıkmaktadır.
Müzik, onu yalnızca dinleyen bir birey ile onu üreten bir bireye farklı farklı etkilemelerde bulunmaktadır. Bir müzikte dinlemeyi aşıp üretme düzeyine erişirseniz daha önce vurguladığımız gibi müzik ile aranıza teknik düzeyde bir ilişkiyi sokmuş olursunuz. Bunun, bireyi "yalın dinleme hazzı"nın dışında bırakması gibi bir tehlikesinden sözedilebilir. Gerçekten, çalanlar ve besteleyenler tek başına dinleme ile yakalanabilen bir hazzı kaçırmaktadırlar. "Yalın dinleme" müziğin bütününün algılanmasıdır. … Bu, sözünü etmiş olduğumuz dinleme hazzını, bütünün kazandırdığı özel bir hazzı kaçırmaktır. Ancak böyle olduğunda, müzikle ilişki teknik düzeyde sürdüğünde başka bir tür özel haz yaşanmaz mı? Elbette. Ama bu tür haz ile diğeri ayrıdır; söylemeye çalıştığımız budur.
Bir çaba ve uğraş olmadan hayatı da değiştirmek mümkün değildir. Hayatın değiştirilebilir olduğunu kavramayan, onu olduğu gibi kabul etmek zorunda olduğunu sanan bir bireyin Klasik Müzikten haz duyması mümkün mü? Arabesk ve Popüler müziğe ilgiyi bir de bu açıdan gözlemlemek gerekmiyor mu? Dinleyebilmek için verilmesi gereken, bir çaba bir ugraş, kendisini değiştirebilmek için verilmesi gereken bir çaba bir uğraş; çaba ve uğraşın gerekliliği açısından birbirine oldukça yakın görünüyorlar.
Yalnızca ritmik yanın ağırlık taşıdığı müziksel yolun en fazla karşılaşıldığı yerin Afrika bölgesi olduğu görülmektedir. Diğer tür olan melodiye doğru yönelişle büyük ölçüde Uzak Doğu ülkelerinin bulunduğu topraklarda karşılaşılması önemli bir bulgu olmaktadır.Çünkü müziğin bugün bizim anladığımıza biraz daha yakın olanı diyebileceğimiz melodikleşme eğiliminin buralarda varlık göstermesi müziğin ilk toprağı saptamalarında önemli bir yer işgal eder. Ancak başlangıçta buralardaki söylemenin söz ağırlıklı ve çok küçük incelik/kalınlıklar içerdiği unutulmamak durumundadır.
Reklam
39 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.