Ruhsal isteklerin, insanın manevi yönüyle ilgili isteklerin olmadığı, insanın artık bunları düşünemeyecek kadar katılaştığı bir dünyada adalet kalmıyor demektir. Çünkü, insanda adalet duygusunu oluşturan, bu duyguyu canlı tutan kaynak, insanın ruhsal derinliği, insanın manevi yönüdür. Bir toplulukta, ruh unutulmuşsa, manevi istekler yoksa, o toplumda gerçek anlamıyla sağlıklı insanların bulunmadıklarını hemen anlarız. Kimse, öldürülmüş ruhunun davacısı değil! Ne çıkacak yalnızca maddesel isteklerinin karşılanmasıyla?