Garbın felsefede ki yükselişini ve fikir ayrılıklarını,Skolastik düşünce yapısının doğuşu ve bu düşünceye farklı yüzyıllarda edilen tenkitlere,filozofların iç yapısına ve ürettikleri fikir akımlarına çok güzel değinilmiş.
Diğer bölümde ise tasavvufun ne Garp Felsefesinden ne de Uzak Doğu Felsefesinden doğduğunu,maddeyi ön plana almayıp ve Materyalist düşünceden uzak olduğunu,İslam'ın bir parçası olduğunu ve amacının Fena Fillah olduğunu vurguluyor.
Kitabın son sayfasından:
Batının,bütün eserini sıfıra indirici eksiği ruh,asl olarak Doğuda,ahiretin tarlası olan dünya fethine memur akıl da Batıda...
Bu iki kutbu birleştirip bir ark lâmbası parlayışına vücut vermeden,yaşanmaya değer hayatın sırrı ele geçirilmeyecektir.
Daha ne söyleyeyim;hoşça kalınız!..