Batılılaşma İhaneti

D. Mehmet Doğan

Batılılaşma İhaneti Posts

You can find Batılılaşma İhaneti books, Batılılaşma İhaneti quotes and quotes, Batılılaşma İhaneti authors, Batılılaşma İhaneti reviews and reviews on 1000Kitap.
"Yardım" bir buçuk asırdır Türkiye'de günün konusudur. Yapılacak, arttırılacak; azaltılacak, kesilecek... gibi fiillerle desteklenen cümleler gazetelere, nutuklara, en ciddî kitaplara yansımıştır. Bu şartlanmalar içinde yetişen kafalar, kendiliğinden bağımlı bir düzene yamanmışlardır. Hayatın her safhasını kaplayan yardımlar söz konusuydu. Eğitim, kültür, sanat... Kısaca, millî olması gereken ne kadar müessese varsa ya yabancı mütehassıslar eline verilmiş veya yabancı zihniyeti benimsemiş kendi vatandaşımızın tasarrufunda bulunagelmişti.
Sayfa 101Kitabı okudu
Aydınlık yarınlar, halkımızın maddî ve manevî sefaletten kurtularak insanca yaşama seviyesine yükselmesi ancak İslâm'la gerçekleşecektir. İktisat planında, sosyal planda ve kültür planında da bu böyledir. Birtakım sloganlarla kapitalizme karşı olduklarını iddia edenlerin, kapitalizmin en belirgin unsuru faize karşı çıkıldığında kopardıkları vaveyla gerçek yüzlerini ortaya koymuştur. Faize karşı çıkışı çağ dışı olarak mahkûm edenlerin, kapitalizmi ve onun bütün çağdışı kurumlarını "çağ içi" olarak takdime kalkışmaları maskelerini indirmiştir. Bir daha anlaşılmalıdır ki, bazı gelir sahiplerinin büyük halk kesimlerini ezemeyeceği, ferdiyetçiliğin silineceği, fakat şahsiyetin dipdiri kalacağı, emeğin gerçek mevkiine yükseltileceği bir "cemaatçi" hayat İslâm'la gerçekleşecektir. Bunu bilen ve İslâmî gidişi önlemeye çalışan menfaat çevrelerinin "çağdışı" yaftaları kendi suratlarına yapışacaktır.
Reklam
Bürokrasi tavır olarak dine karşıdır. Ancak dine karşı oluşunu, İslâmiyet düşmanlığını, halkın tepkisinden korktuğundan inkâr eder. Bürokrasinin İslâm'a karşı bu tavrı bir yabancı ilim adamı tarafından da tespit edilmiştir. Tercümesinin ilk basımı resmî bir kurum (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi) tarafından yapılan Moris Duverje'nin Siyasi Partiler adlı kitabından şu satırları aktarıyoruz: "Cumhuriyet Halk Partisinin ödevi, Orta Doğu uluslarının modernleşmelerini önleyen başlıca engele, yani, İslamiyet'e karşı mücadele ederek, Türkiye'yi "batılılaştırmak" olmuştur". (2. bs, Bilgi Yay. sf. 359). Bu kitap CHP'ne bağlı basında olumlu karşılanmış ve kitap hakkında takdirkâr yazılar yayımlanmıştır.
"Halkçıyız..." denirdi. Afişler, pankartlar, gazete, dergi, kitap, radyo... "Halkçıyız..." derdi. Amir, memur, müstahdem "halkçıyız" derdi. Halkımız bu "halkçılık'tan kahrolurdu. Halkevlerinde, "palas"larda bu beylerin düzenlediği baloları halkımız kapı aralığından bile göremez, esasen bu rezaletleri görmek de istemezdi. Bürokrasi lüks tüketimdeyken, sefalet sokaklarda kol geziyordu. Ekmek derdindeydi halkımız. "... Milliyetçiyiz..." denirdi. Hemen bütün haberleşme araçları, bütün resmî ağızlar tekrarlardı: " Milliyetçiyiz..." Sonra, "Latin alfabesi", "Fransız metrik sistemi", "Frenk şapkası", "İsviçre Medenî (!) Kanunu", "İtalyan Ceza Kanunu", "Gregoryen takvimi", "Kilise müziği", "Amerikan cazbantı", "Batı klasikleri" vs... Velhasıl kültürün her sahasında günlük hayata ait her türlü davranışın taklide, Batı taklidine dayandığı bir vasat özlenir ve istenir, aksine her davranış mahkûm edilir, tahkir edilirdi. "Laikiz" denir denmez bütün gırtlaklar çatlarcasına gerilir, matbaalarda en büyük puntonun de büyüğü hurufat baskıya geçer, radyoda en gür sesler haykırırdı. Halkımız kendisine gerici, mürteci, yobaz, çöl kanununa uyan cahiller diyen bu kendinden olmayanlara tebessümle mukabele ederdi. 50 yıllık tarihimiz böylesine sloganların kader haline geldiği bir yarım asır oldu. Bu itibarla sloganlar, vecizeler, nutuklar... çağdışı bir çağın belirgin unsurlarıdır.
Batı hayranlarının hâli, hastalıklardan korunmak ve tam bir sıhhate sahip olmak arzusu ile tıp kitapları okuyan bazı kimselere benzer. Bunlar sonunda, kendilerinin bütün hastalıklara tutulmuş oldukları vehmine düşerek, hayatı mecburen katlandıkları tahammül edilmez bir yük, çaresiz ve uzun bir ızdırap olarak görmeye başlarlar. (Said Halim Paşa)
"Muhterem ahali, birbirimizi aldatmayalım. Medenî cihan çok ilerdedir. Buna yetişmek o daire-i medeniyete dâhil olmak mecburiyetindeyiz. Bütün safsataları bertaraf etmek lazımdır. Şapka giyelim mi, giymeyelim mi gibi sözler manasızdır. Şapka da giyeceğiz, garbın her türlü asarı medeniyesini de alacağız". (Akhisar'da bir konuşma, 10.X. 1925) A.S.D. II, sf. 224; Hâkimiyeti Milliye: 12.X. 1925
Reklam
158 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.