Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması

İdris Küçükömer

Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması Quotes

You can find Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması quotes, Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Türkiye'nin kurtuluşu için üretim ilişkilerinde esaslı değişiklik düşünülmediği için mücadele, laikler ve İslamcıların yüzeydeki Türkiye'yi bölücü mücadelesine dönüyor. Bu mücadelede emperyalizmin tam istediğidir.
Sayfa 134Kitabı okudu
Osmanlı üretim ilişkileri içinde, yönetici bürokrat gruba girmenin toplumun her katından gelenlere açık tutulması ile aralarında rekabet devam ettirilebilir olduğu sürece, bürokratların el koyabildikleri artık üründen daha fazlasını sağlama amacı ile yatırıma gitmeleri beklenemezdi.
Sayfa 39
Reklam
Tabandaki büyük halk kitlelerinin tarihi gelişimi iyi bilinmedikçe, onlara gerici, yobaz, karşı devrimci demek kolay, fakat yanlış bir tutumdur. Üretim güçlerini, emekçi büyük halk kitlelerinin mutluluğunu mutlak ve nisbi olarak artırıcı bir yönde geliştirmedikçe, batıcı laik bürokratlara da devrim yobazı denebilir.
Bürokratlar Tanzimat Fermanı ile bu defa, gerçekten batılı görüntülü yeni bir Lale Devri başlattılar. Bu dönem aynı zamanda balolar dönemidir.
Sayfa 61
27 Mayıs'ı yapanlar da ülkenin ikiye bölünmesi tehlikesi karşısında «Devleti Kurtarmak» isteyenler­di. Kurulan komite adını birlik kelimesinden aldı. Milli Birlik Komitesi, Batı değerler sistemini benim­semek isteyen tarihi bürokrasinin bir devamı idi. Bü­rokratlar gelişen yerli güçler karşısında kendi varlı­ğını savunmak istemişti. Demokrat Parti döneminde mutlak fakirleşmeye uğramışlardı. Dış ve iç ekonomik çık­maz D. Parti'yi mağlup etmişti. Bundan yararlanıldı. Dengeci bir Batı anayasası lazımdı. Sağlam kazık anayasa idi. Hukukçu profesörlere anayasa ısmarlandı. Sonuç olarak, batının emperyalist ülkelerinde, içi ve dışı sömürerek varılmış tarihi bir üretim güçle­ri seviyesinde, yerli sınıflar arasında nisbi bir denge­nin gereği olarak belirmiş «Refah Devleti» anayasa­ları ilkelerine uyularak bir anayasa ortaya konuldu. 27 Mayıs hareketinin önemi bu anayasadadır.
Tarihî toplum dokusu kapitalist olan Batı'nın üst yapı kurumlarını Türkiye toplumunun başka dokulu yapısına dikmeye, ona bağlamaya çalıştıkça ve buna bağlı olarak kapitalist yetiştirmeye gayret ettikçe ne olacaktı? Şu olacaktı: Bir bünyenin kendisine takılan, başkasına ait dokusu farklı böbreği ya da kalbi atmak istemesi gibi Türkiye'nin tarihî toplum yapısı da Batı kurumlarını kabul edemeyecekti. Ve yetiştirilmek istenen kapitalistler de Batılı emperyalistlerle iş birliğine gitmek zorunda kalacaktı.
Reklam
Laik olmak, Batıcı olmak ya da olmamak, Türkiye'de sol olup olmamaya yetmez. Batıcılık, laiklik gibi ilkelerle de emperyalizmin emrine girmek kabildir Türkiye'de. Kompradorların büyük kısmının ve bazı bürokratların böyle olduğundan emin değil miyiz? Aynı şey, İslamcı gözüken bazı kimseler için de söz konusu değil midir?
1908 Meşrutiyeti ile İttihat ve Terakki Cemiyeti, imparatorluğa hâkim olmuştu. Devlet cemiyetin eline geçmişti. Fakat Osmanlı Devleti'ni ele geçirmek, toplumu ele geçirmek değildi. Oysa onlar toplumu, daha doğrusu halkı elde edeceklerine, devleti elde etmek istemekteydiler ve bu yoldan elde edilen ya da kapılan devlet, kurtarılabilir sanılıyordu. Devletin toplumda (hiç değilse bazı sınıflarda) organik bütünlüğü olmaksızın kuvvetli olamayacağını, kurtulamayacağını göremeyen, Osmanlı bürokratı, devlet gücünün temelini de anlayamayacaktı. Türkiye'nin politik eliti böyleydi ve hep böyle kaldı. Sıçranarak elde edilen iktidar nispi bir yalnızlığa mahkûmdu.
Öte yandan, tabandaki büyük halk kitlelerinin tarihî gelişimi iyi bilinmedikçe onlara gerici, yobaz, karşı devrimci demek kolay fakat yanlış bir tutumdur. Üretim güçlerini emekçi büyük halk kitlelerinin mutluluğunu mutlak ve nispi olarak artırıcı bir yönde geliştirmedikçe Batıcı laik bürokratlara da devrim yobazı denebilir. Denildiği gibi.
17. yüzyıl sonunda tımar sistemi yıkılmaya başlıyordu. Tımarlar has’a çevrilirken, hasların malikane olarak kaydı hayat şartı ile satılması başlıyordu...Tımar sistemi bozulunca, vergi aracısı ya da müteahhiti olan mültezimlerin adedi çoğalıyordu... Mültezimlik bir kazanç, servet edinmenin daha karlı bir yol oluyordu artık.
Sayfa 51
136 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.