Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması

İdris Küçükömer

Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması Gönderileri

Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması kitaplarını, Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması sözleri ve alıntılarını, Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması yazarlarını, Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu modeller içinde, teferruat farklılığının ya da teferruat almaşıklarının bırakılması önemli değildir. Tek olan yol çaresiz, metropol kapitalizmine, üretim ilişkileri ile, ideolojisi ile bağlı olarak, onu tedirgin etmeyen, bir bakıma kapitalizmle tamamlaşan yoldur. Bu dışa bağlayıcı yoldan bağları koparmak, millî bağımsızlık hareketi olacaktır. Bu bağları koparma boşlukta duran bir düzem değil, yeni bir düzeni temsil eder.
Sayfa 146Kitabı okudu
Bu güçlenme ile birlikte sağlanan tekelci etki, (diğer bazı etkiler yanında) sanayi ürünleri fiyatlarının, büyük çapta gelişen teknolojiye rağmen düşmesini engellemektedir; hatta ilkel maddelerin fiyatlarına göre sanayi ürünleri fiyatlarında daha fazla artma eğilimini sağlamaktadır. Böylece, azgelişmiş ülkeler belli miktarda ihracatları karşılığında, ithal ettikleri sanayi ürünlerinin miktarının yıldan yıla azalma eğiliminde olduğunu görmektedirler. Bu, büyük bir gelir kaybıdır. Fakat Dünya Bankası uzmanları, bankanın kuruluşundan beri azgelişmiş ülkelere tarım alanında uzmanlaşmalarını salık verir durur.
Sayfa 144Kitabı okudu
Reklam
Türkiye’de tarih boyunca, halk kitleleri, yenilik hareketlerini kuşku ile izlemiştir. Çok defa görmüştür ki, gelen yenilikler, halkın kendini savunmak için sarıldığı bazı şeyleri elinden alıp götürmüştür. Bu sebeple “büyük halk kitleleri, doğru ya da yanlış gelen yenilikleri, kökü kendisi dışında kabul edip kuşku ile karşılayacaktır.” İşte bu, tarihi olarak adeta müesseseleşmiş “tutum, kuşku, bir yenilik ifade eden sosyalizm karşısında da kendini gösterecektir”. Bu ise emperyalizm tarafından kullanılmak istenecektir. Emperyalizm son defa, solcularla halk tabanını bağdaşmaz kamplar olarak, karşı karşıya getirerek, Türkiye’yi, istediği gibi politik, ekonomik, militer, eğitim modelleriyle koşullamaya devam etmekle, milletimiz üzerine istismarcı ambargosunu temelli bir biçimde koymak yolunu aramaktadır!
Sayfa 138Kitabı okudu
Dünyanın ortasında bağımsızlık kavgası verenler, halk kitlelerini, emperyalistlerin kullanabileceği bir çizgiye itmemelidirler. Bu kitleleri, her fırsatta, mutlak bir biçimde karşılarına almamalıdırlar. Aldırmak için iç ve dış şer güçlerinin varlığını kabul ediniz. Bağımsızlık kavgasının taban güçlerinin çekirdekleri, bu kitleler içindedir, unutulmasın. Petrol bölgesinde, mevcut dünya koşulları altında taban güçleri ile özdeşlik kurmadan, Türkiye’de artık iktidar alınamaz, daha doğrusu bürokratlar tarafından kapılamaz. Kapılsa da bölünmeye engel olunamaz. On dokuzuncu yüzyıl başından beri Batı kapitalizmi, gerektikçe Batıcı-laik bürokratlar ile İslamcı çerçeveye sığınmış halk kitlelerini kullanarak karşı karşıya koymuştur. Bu bölme ile Türkiye’de gerçek bir gelişimin olanaklarını kilitlemiş, hapsetmiştir. Emperyalizm, şimdi aynı oyunu, solcularla İslamcılar arasında oynatmanın organizasyonu peşindedir.
Sayfa 138Kitabı okudu
Öte yandan, tabandaki büyük halk kitlelerinin tarihî, gelişimi iyi bilinmedikçe onlara gerici, yobaz, karşı devrimci demek kolay, fakat yanlış bir tutumdur.
Sayfa 137Kitabı okudu
Ve bürokrat-İslamcı-emperyalist üçlüsünün ilişkileriyle tersine akmış gözüken tarih, gelişme ile artık nitelik değiştirme dönemine gelmektedir. Bu değişme, üçlü oyunu ortaya koymaya başlamıştır. Tarihî oyunu anlayanlar, yerlerini tayin ettikçe ve oyundan sıyrıldıkça, tarih ırmağının düzgün değilse bile duru ve ileri akması olanakları doğacaktır.
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
130 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.