— iste birader, dedi, bütün keramet bu mübarek düdükte.
Bir gün Karaköy'de dolmuş bekliyordum. Kuyrukta bekle bekle, sıra geleceği yok. Elimdeki zincire bağlı düdüğü sallayıp dururken her nasılsa dalgınlıkla düdüğü ağzıma götürüp öttürmüşüm.
Oradan bir memur koşup geldi, selâmı çaktı. Sen olsan ne yaparsın?
— Bilmem!
— intizamı temin edin oğlum!? dedim, yürüdüm;
Biraz gittim. Kalabalıktan, caddeden karşıya geçemiyorum.
Düdüğü çıkarıp öttürdüm. Bütün taşıtlar durdu. Karşıya geçtim, ?Yahu bu ne iş? dedim kendi kendime. Düdüğü öttürdün mü, işler istediğin gibi yürüyor. Sonra anladım birader.
— Ulan "C", firar mı ettin? Alçak "C" hangi cehennemin dibine gittin? Böyledir zaten, insan arayınca bulamaz. Şimdi başka bir harfi arasam şu "C" gözümün içine girerdi ya...
Kısa eğlenceli ağlanacak halimize güldüren hikayelerle Aziz Nesin iyi ki varmis. Yeni nesil hoşlanır mi anlar mi bilmem ama 1980 ve öncesi doğumlular icin cok sey ifade eden, Ülkemizin durumunu da mizahi olarak fotoğraflayan sahane kitaplarından biri daha. Yine sesli güldüğüm pek cok yeri oldu:))
Bay DüdükAziz Nesin · Nesin Yayınları · 20181,802 okunma
Şimdi Arif Bey her yerde, nasıl bir kuru iftiraya kurban gidip, adının pezevenge çıktığını anlatıyor. Hoş anlatmasa da herkes biliyor, bıyık altından "Pezevenk Arif" diye gülüyor ya...