Binyılın sonu gene de görkemliydi. Soylu, bulaşıcı, yıkıcı, Mesihçi bir esrime hüküm sürüyordu. Hepimiz Tanrı lütfunun yavaş yavaş tüm dünyaya yayılacağına, ulusların yakın bir gelecekte barış, özgürlük, bolluk içinde yaşayabileceklerine inanıyorduk. Bundan böyle, tarih generaller, ideologlar, zorbalar tarafından değil, yıldızbilimciler, dirimbilimciler tarafından yazılacaktı. Rahata kavuşan insanlığın kahramanları mucitlerle soytarılar olacaktı.