Sözler ve Alıntılar
"Okulda defalarca dövülen çocuk, korku ve öfke hissetmeden öğretmenlere ve kitaplara bakamaz."
On altıncı yüzyılda, Püriten'lerin orijinal günah inancı, çocukların doğuştan kötü ve inatçı olduklarını ve medenileştirilmeleri gerektiği görüşünü doğurmuştur.
Freud'un teorisi, erken dönemdeki ebeveyn çocuk ilişkisinin gelişimsel önemine vurgu yapan ilk modern teori olmasına rağmen çok eleştiri almıştır.
Eleştirilerden birincisi, cinsel dürtülerin gelişime olan etkilerinin çok abartılı olmasıdır. İkincisi, on dokuzuncu yüzyılda yaşanan, üst düzey bastırılmış cinsel sorunları olan yetişkinler temel alınarak geliştirilen bu teorinin diğer kültürler için geçerli olmadığıdır. Son olarak, Freud doğrudan çocuklarla çalışmamıştır.
Sayfa 15 - psikanalitik bakış açısı
Freud' un teorisinde kişilik
İd, ego ve süper ego olarak üç parçadan oluşur.
Zihnin en büyük parçasını oluşturan id, temel biyolojik ihtiyaç ve arzuların kaynağıdır. Kişiliğin bilinçli ve rasyonel tarafı ego, id' in dürtülerini yönlendirmek için bebeklikte ortaya çıkar böylece dürtüler kabul edilebilir davranışa dönüşür. 3- 6 yaş arasında süper ego ya da vicdan ebeveynlerle etkileşim sonucu ortaya çıkar. Ego, giderek karmaşıklaşan id ve süper egonun taleplerini uzlaştırma görevi ile karşı karşıyadır.
Sayfa 15
Freud'un aksine Erikson, normal gelişimin her kültürün yaşam koşullarıyla ilişkili olarak anlaşılması gerektiğini vurgular. Örneğin, 1940'larda Amerika' nın Yurok Kızılderelilerini gözlemlemiştir. Bebeklerin, doğduklarından 10 gün sonra anne sütünden kesilip, bunun yerine sulu bir çorbayla beslendiklerini, altıncı ayda anneleri birkaç günlüğüne ayrıldığı için aniden sütten kesildiklerini görmüştür. Bizim kültürel değerlerimize göre bu uygulamalar tamamıyla zalimce olabilir. Erikson, Yurok' ların senede bir kez nehirdeki somon balıklarını avlamak zorunda olduklarını bu nedenle yaşamaları için bebeklerinin kendilerini kısıtlama becerilerinin gelişmesinin gerekli olduğunu açıkladı. Bu yolla, Erikson çocuk yetiştirmenin, çocuğun yaşadığı toplumun değerlerine ve ihtiyaçlarına duyarlı olduğunu göstermiştir.
Sayfa 15 - Psikanalitik bakış açısı
Psikoanalitik yaklaşıma göre, çocuklar biyolojik dürtüler ve sosyal beklentiler arasındaki çatışmalarıyla yüzleştiği bir dizi evreden geçerler. Bu çatışmaların nasıl çözümlendiği, bireyin öğrenme yeteneğini, başkalarıyla uyumunu ve depresyonla baş etme gücünü belirler.
Sayfa 15 - psikoanalitik bakış açısı
"Bebeklik ve çocuklukta beyin, deneyimler sonucunda büyümeye ve yeniden düzenlemeye açıktır yani esnektir.
Beynin esnekliği yaşam boyu sürdürdüğü, sinirbilimin devrim niteliğinde bulgusudur."
Sayfa 23