Zihnimizin dağılması arzularımıza teslim olan körlüğümüzün, tutkularımızı kontrol etmede ya da düzenlemede yetersizliğimizin sonucudur. Bu yüzden bu tutkun aşırılıklar, bu antipatiler, bu ayartıcı tatlar, bu melankoli kederle sonuçlanır, bu geçişler bizde inkarla kullanıma sokulur, yemedeki, içmedeki bu aşırılıklar, bu rahatsızlıklar, bu bedensel araçlar bütün illetlerin en kötüsü olan deliliğe sebep olur.