Bedoş, Recebin anlattıklarını iri iri açmış gözlerle dinledi. Ne ki, bu sözlerde olasılık göremedi. Allah Baba Atpazarı'ndaki boş arsada, ayaklar üzerine çakılmış barakada torunuyla barınan, Arnavut aşçının çöp fıçısına döktüğü yemek artıklarıyla geçinen, Yunanistan göçmeni yırtık pırtık Hasan Dede'ye; cami cami dolaşıp kendisini fukaralıktan kurtarması için gözyaşlarıyla yakaran kimsesiz Ayşe bacıya bile acımazken, bu koca kafalı hödük oğlana mı acıyacaktı da, istediğini verecekti?
Eğer Tanrı merhametli olsa da duaları kabul etseydi, onca kadın Telli Baba'nın, ya da Denizabdal Dede'nin tüarbesine mum götürüp adak adarlar mıydı? Kasabanın evde kalmış kızına kocayı bile Telli Baba'nın gönderdiği söylemiyorlar mıydı komşu kadınlar?
Ne deorsun Kumandarım? Yırtmamışsın, param parça etmişsindir Ezrail'in başına sardığı kefeni, açgıs yella ( gözüm çıksın!) Bundan böyle keyfine bak! Besiye yatıracağım seni.
1800 lü yılların sonun dan başlayıp Cumhuriyetin ilk yıllarına dek giden, bir ailenin yaşam süreci... Bu ailenin küçük kızı Bedia'nın yani Bedoş'un öğretmen olma tutkusundaki hedefe yönelme heyecanını anlatan kitap...
Bu kitapta dikkatimi çeken hususlardan bahsetmek isterim:
- Bir kere çok süslü akılda kalıcı ifadelerin olmadığı çok basit anlatımlı olması.
- Bu basitlik içinde zaman zaman bilhassa Bedoş'un diyaloglarında çocuk kitabı havası estirdiğini hissettiriyor.
- Kısmen de olsa, tarihsel süreç içinde dönemin önemli kesitlerinden bahsetmesi ama yüzeysel geçmiş olması.
- O gün ki azınlıkların ve çocukların konuşmalarını çok güzel yansıtması.
- Her bir şeyin şeker tadında, herkeslerin, hemen hemen her davranışı güzellik ve iyilik içinde olması. Hep mutlu sona ulaşacak ilişkiler olması.
İyi okumalar dileği ile...
BedoşKemal Bilbaşar · Can Yayınları · 201551 okunma
Sıcacık saran bir kitap. Akşamüstü oturmasında çayın yarenliğinde yorgunluk attıran sohbetler gibi. Bedoş’un heyecanı, masumiyeti elle tutulabilecek kadar gerçekçi.
BedoşKemal Bilbaşar · Can Yayınları · 201551 okunma
Başo Hanım, sarılıp bağrına bastı kızını. Üzüntüsünün nedenini gizlemek isteğiyle, "Anneler kimi zaman böyle ağlarlar yavrum," dedi. "Ağlamazlarsa yüreklerindeki ateş onları yakar, kül eder."