Oldest Bedoş Posts

You can find Oldest Bedoş books, oldest Bedoş quotes and quotes, oldest Bedoş authors, oldest Bedoş reviews and reviews on 1000Kitap.
Hocanım, torunu gibi sevdiği, Bedoş diye çağırdığı bebeğin bakımıyla da ilgileniyordu. Kundağını çoğunlukla o açıp bağlıyor, kakasının renginden ve de kokusundan bebeğin hastalıklarını o saptıyor, sıcak havlu, günlük dumanına tutulmuş sıcak pamuk, anasonlu ıhlamur gibi zararsız ilaçlarla hastalığı o iyileştiriyordu.
Sayfa 23 - YazkoKitabı okudu
Akşam konu komşuyu eve topladı. Diş buğdayı yenmezden önce, henüz yerde yastık desteğiyle oturabilen Bedoş'u geleneksel sınava soktu: Bir torbanın içine tarak, aynı, makas, yüksük, patik, kitap, kalem koydu, Bedoş'tan, torba içine kolunu sokup bunlardan birisini almasını istedi. Küçük bebek, söylenenleri henüz anlayamıyorsa da, etrafına gülücükler dağıtıyordu. Torbadan bir türlü elini çıkarmadığını gören Hocanım, Bedoş'un minik kolunu çekip kaldırdı. Küçük kızın ince parmakları, kitabın ciltli kapağını sımsıkı yakalamıştı, Hocanım, büyük sevgi gösterisiyle Beddia'yı kucakladı: "Görüyor musun Başo annesi, Bedoş kızın ne aynayı tarağı ne makası yüksüğü almadı. Onca şeyin içinden kitabı bulmuş, yakalanmış. Demek benim cici torunum, taranıp süslenmeyi, kesip biçmeyi değil, okumayı sevecek. Aferin benim kara gözlü kızıma, ederim minicik Bedoşuma. İnşallah ileride okuyacak, öğretmen olacak benim yavrum," dedi.
Sayfa 23 - YazkoKitabı okudu
Reklam
Kesesinden aldığı iki lirayı Recebe uzattı. Ama Recep paraya el sürmedi, geri geri çekilerek: "Biz yardımı Allah rızası için yaptık amca, para için değil." dedi. Oysa Bayram Ağa'ya kılağuzluk eden molla: "Niye almıyorsun Recep?.. Parayı hak edelim diyorsan, Amcanın ölmüşlerin ruhuna birer hatim indiririz, olur biter." deyip parayı aldı, şimdiden kitaba uydurma becerisi kazandığını gösterdi.
Sayfa 74 - YazkoKitabı okudu
Leman'ın küçük Fethi'yi kıskanmasını önlemek için Başo hanım, yavrusunun her kundağını açışında, göstermeden avucuna bir karamela koyuyor: "Gel ablası, gel bak! Sana kardeşçiğin gene şeker getirmiş" diyordu. Leman kağıdını soyup şekeri ağzına atınca kardeşinin yanaklarını okşuyordu: "O cici kardeş, o tatlı kardeş! Bana sonra gene şeker getirecek misin?" diyordu. Bir hafta süreyle Fethi'nin her gün sabah akşam birer karamela getirmesi küçük Leman'da, kardeşinin bir şekerci dükkanı olabileceği sınısını uyandırdı. Bir gün Fethi'nin avucundan karamelayı alırken sordu: "Cici kaydeş! Senin dükkanın neyde? Söyle de ben gidip alayım şekeyleyi. Sen boşuna oyaya kaday yoyulma!" dedi.
Sayfa 177 - YazkoKitabı okudu
Bayram ağa, beyaz ceketinin cebinden çıkardığı mendile fersiz gözlerinden boşanan yaşları silerek: "Demek ki ilk maaşını bana göndermiş Başo'nun uğurlu kızı, en karanlık günümde imdadıma koşmuş. Sanki bilirmiş dükkan kirasını veremediğimi, satmak için bir koyun bile alamadığımı. Hey Tanrım. Bense onu kız öğretmen okuluna yazdırdıklarını duyduğumda kıyametleri koparmış, ağızkaralara uyup: 'Helaları düşüklerle doluymuş o mektebin. Gül gibi temiz kızını oraya verip kötü mü edeceksin bacanak? Günderme kızını o mektebe, o ka söylerim sana,' diye bağırmıştım.Zamanı gelince işte Tanrı böyle utandır adamı. Kendi evlatlarımdan gürmediğimi Başo'nun kızından görürüm." diye dövündü.
Sayfa 216 - YazkoKitabı okudu
Her şey savaşa ayak uydurmuştu işte. Şekerler eskiden küp biçimde iken şimdi kocaman birer gülle şeklini almıştı. Öyle sert idi ki , ancak pirinç havan eli vurmakla parçalanıyordu. Şekerler etrafa saçılıp ziyan olmasın diye, gülle biçimli şekeri, kaput bezinden torba içine koyup öyle tokmaklıyordu.
Sayfa 121 - Yazko YayınlarıKitabı okudu
Geri13
36 öğeden 31 ile 36 arasındakiler gösteriliyor.