Gözleri doldu ama ağlamadı, zaten nadiren ağlardı. Gözyaşlarının ona yardım edemeyeceğini uzun zaman önce anlamıştı, hatta bu durumu daha da kötüleştirirdi.
Savaşta dostun da düşmanın da korkudur. Kanında dolaşan, sana gücünü veren, sonuçlarını düşünmeden seni ileri atılmaya iten ve pençesine düştüğünde hiçbir şey hissetmemeni sağlayan korkudur. Sadece savunur ve hayatta kalmaya çalışırsın. Bu sayede o günün yaratıcınla tanışacağın gün olma ihtimalini görmezden gelip, ölenlerin çığlıklarını ve ölümün o iğrenç kokusunu duymazdan gelirsin.
Bazıları gri gökyüzünü bir kehanet olarak düşünebilirdi fakat o bunu böyle kabul etmedi. Honora bunu her şeyin guzel bir başlangıcı olarak düşündü, sonuçta yağmur dünyayı temizleyen ürünleri besleyen temel şey değil miydi? Ve ertesi günü güneş açıp yeni günü müjdelemez miydi?