Bektaşi Dedikleri

Oğuz Tansel

En Beğenilen Bektaşi Dedikleri Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Bektaşi Dedikleri sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Bektaşi Dedikleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yolcu
Oruç yerken yakalamışlar Bektaşi’yi, Yaka paça, yargıç önüne... Tanıklar, falan fıstık, horozlanmış öteki: “Behey cin çarpası, niye oruç tutmazsın?” Bizimki hiç istifini bozmadan: “Yolcuyum demiş, kurusun huyum...” Tanıklardan bir işgüzar hemen atılmış: “Bildim bileli kasabadan çıkmamıştır, efendim.” Bektaşi’nin yalancıktan kaşları çatılmış: “Benim yolculuğum karşı köye değil ki, “Ben öbür dünya yolcusuyum!”
Özür
Bektaşilerden, susamlı simit sever birine, Tebelleş olmuşlar ikindileyin: “Yürü bakalım yargıç önüne, önünü de ilikle e mi?” Öfke hep topuğunda zaten Devletlinin: “Ulan, göz göre göre oruç yenir mi?” “Yo, özrüm var, hoş görüle...” “Özrün de ne?” “Hastayım.” Kuşkuyla üstelemiş Yargıç: “Hastalığın neymiş bakalım?” “Açım aç... Açım!”
Reklam
Orası
Ava giden avlanır, bunu iyi bil. Sakın unutma, eyleme bak, söze değil. Yobazın biri önüne gelene öğüt verip Din önderliği taslarmış halka. Bir yandan da kadın, kız arkasında Dolaşıp dururmuş utanıp arlanmaz. Bir kez yakayı ele verirse de kurtulur. Birinde basılınca çareyi Bektaşi bulur: “Sicimle sımsıkı bağlayın orasından “Dürzü bundan kelli upuslu durur.”
Yumuşatma
Yaz ramazanlarından birinde Baba erenler, Yolu tenha bulup erik yiyerek gider. Olacak bu ya, burun buruna gelir bir softayla. Softanın gözü döner, yapışır yakasına: “Bre utanmaz, der, oruç yiyorsun ha!” “Yanılıyorsun, der, Bektaşi, oruçluyum.” Öbürü işaret edip avurdunun şişliğine: “Öyleyse, der be adam, ağzındaki ne?” Baba hiç bozuntuya vermez: “Erik, der, iftara yumuşatıyorum!”
“Çevreye özenle bakıyorum şöyle; “Ne kocası olmayı isteyebileceğim bir kadıncık, “Ne de babası olmayı isteyebileceğim bir çocuk “Gördüm. Bu kanımda yok yalan, “Şu koşullar içinde evlenmez usu olan.”
Bektaşi fıkralarının sosyal yergi niteliğine göre örnek olarak okuyucunun dikkatini "hülle" hikayesine çekmek isterim. Müslüman yasası karı-koca ilişkilerinde boşama hakkını erkeğe tanırdı. Kimi boşanma hallerindeyse erkek, haksızlık ettiğini anlayıp pişmanlık da duysa, eski karısı ile nikahını tazeleyebilmek için kadının, geçici bir nikahla bir başkasına varıp sonra da ondan boşanması gerekirdi. Bu geçici kocalara "hülleci" derlerdi. Bektaşi o fıkrada hüllecinin koynuna, bir gece için de olsa, suçsuz kadın yerine beyinsiz kocanın verilmesi gerektiği yargısı ile meseleyi kestirip atmıştır.
Sayfa 17 - Evrensel Basım Yayın - 2. Baskı - Şubat 2008Kitabı okudu
Reklam
Zorbalık
Ramazan günlerinden birinde Yan gelip kahve peykesine, Bektaşi, Nargilesini tokurdata tokurdata, Keyf çatıp düş kurarmış gönlünce. Ansızın bir subaşı dalmış içeri, Başlamış Baba'yı paylamaya: "Bre adam, sen Müslüman değil misin? "Yoksa!.." gibilerden basmış zılgıdı. Öteki, süklüm püklüm, "Müslümanım," diyebilmiş. "Ne zamandan beri?" diye asılmış zorba. "Kalû belâdan beri," demiş Baba. "O da ne demek be adam?" diye üsteleyince, Bektaşi omuz silkmiş, dayatmış yiğitçe: "Kalû ben, belâ sen, nerden geldin başıma? "Bozdun düşümü, çek git işine!"
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.