Mehmet Eroğlu - Belleğin Kış Uykusu... Agorakitaplığı'ndan çıkıyor. Roman türünde. 275 sayfa. İkinci defa okudum. İlk okumam çok berbatmış, neredeyse hiçbir şey hatırlamadan okudum. Mehmet Eroğlu okuyanlar bilirler, Eroğlu'nun kurguları çok iyidir. Sinemacı gibi roman yazar. Bu kitap da benzer çizgide. Roman, hikayenin baş karakterinin bilincinin silinmesiyle başlar. Baş kahraman ne yaşını, ne adını bilmektedir. Uyandığı odada bir valiz , bir de adına (Bay M) kesilmiş tren bileti vardır. Bir de göğsünde dayanılmaz bir ağrı. Bay M, biletteki bilgiler ışığında soluğu tren garında alır. Flu bir mekan tasarımı vardır, bu sebeple baş kahraman gerçekliğe dair bir çıkarımda bulunamaz. Trende Bay G ve Palyaço ona eşlik etmektedir. Bay M, tren yolculuğu esnasında yavaş yavaş geçmişini hatırlarken, acı çekilmeyen bir hayat bizi mutlu eder mi, içinde ufacık da olsa sevgi olan acılı bir hayatı ne olursa olsun terkdebilir miyiz, gibi sorulara cevap aramaktadır. Kitabın bazı bölümleri, zor okunmakla beraber, filmlerin yersiz uzayan bölümleri gibi düşünün, gayet iyi yazılmış bir roman olduğunu düşünüyorum. Bir alıntı yapayım: "Yaşamı şiire değil, düzyazıya benzeyen, tutkusuz biri için bu o kadar da zor olmasa gerekti. Büyük hayatlar, büyük adamlar içindir; o sadece kendi sıradan hayatının kahramanıydı." Kendini "evcil erdemlerin insanı" olarak gören okuyucu sevecektir. İyi okumalar...