Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki bu kitaba ve tabiki yazarı Natsume Sōseki'ye karşı ayıp etmiş hissetmekten kendimi alamıyorum. Zira tabiri caizse kitap elimde süründü. Ama bunun sebebi kitabın kötü olması değil. Bunu kesinlikle söyleyemem. Belki biraz durağan bir anlatımı olabilir. Hepsi bu. Yaklaşık 1 yılı aşkın bir süre önce okumaya başlamıştım bu kitabı. Ama hani bazen kendinizi o kitaba adapte olamamış hissedersiniz, bazen bu kitabı okumam için en doğru zaman bu değil dersiniz, bazen çok merak ettiğiniz başka bir kitap olur ve o an okuduğunuz kitaba ara verirsiniz... Bu saydığım sebeplerin hepsi bu kitabı okuduğum süreç içerisinde dönem dönem benim yaşadığım durumlar. Bu nedendir ki eseri bitirmem bayağı bir zaman aldı. Konusuna gelecek olursam, Aslında en kısa özetiyle bir kedi ve onun gözlemlediği hayat diyebiliriz. Evet tüm kitap boyunca anlatıcı karakter bir kedi. Bu kedi Japonya da bir ailenin sahiplendiği kedi olarak yaşıyor ve bu ailedeki insanlar, aileye ziyarete gelen diğer insanlar, komşular, komşu evlerdeki kediler, sokak kedileri onun yaşam alanında bulunan unsurlar. Bütün bunlara olan yaklaşımını bunlar hakkındaki düşüncelerini aktarıyor bize. Ve bu düşünceleri, 20. yüzyıl Japonyasını, Japon kültürüne ait öğeleri ve bu öğelerin avrupai bir yaşam tarzı benimsenmesi ekolü ile nasıl yavaş yavaş sönmeye yüz tuttuğunu, o zamanın toplum yapısını, insanların psikolojisini gözler önüne seriyor. Ve bunları ifade ederken de lafını esirgemiyor diyebiliriz. Daha önce de söylediğim gibi belki yer yer durağan bir anlatımı olabilir ancak okunmaya değer bir kitap olduğunu düşünüyorum.