Ben de Öğretmendim - Anılar

Mehmet Kahraman

Ben de Öğretmendim - Anılar Quotes

You can find Ben de Öğretmendim - Anılar quotes, Ben de Öğretmendim - Anılar book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
"Eğer bu tanışmaları sadece bir tanışma düzeyinde bırakmış olsaydım, ne onların hayat yolundaki gelişmelerinden haberdar olurdum, ne de yıllar sonra onları hatırlamam mümkündü."
"Demek istediğim, insanları arkalarından değil, önlerinden çağırmalıydık. İnsanların bizi duymalanı için başka bir seçenek olamazdı. Onların gitmekte oldukları tarafta bir mekânımız olmalıydı. Belki bu kadar insan içinden bazılanı da bize uğrardı."
Reklam
"Öğrencilerin iç dünyalarına inmez, onları deşmez, yanlarından size selam verip geçmelerini beklerseniz bunları fark etmezsiniz."
"Bunlar bir bakıma da gençlerle yol arkadașlığıydı. Bu, birbirimizi tanımanın en verimli yollarından biriydi. Bu vesile ile biz onları, onlar da bizi tanıma fırsatı buluyorlardı. Birlikte yol almanın, elde avuçta olanla idare etmenin ve gerektiğinde onu bölüşebilmenin, birlikte olmanın zevkine varmanın, arkadaş ve dost olabilmenin, birbirine destek olmanın değerini anlamanın öğrenilmesi ancak bu șekilde olabilirdi. Bunu teorik olarak anlatmak, öğretmek, tavsiye etmek de mümkündür. Ama bunu tarafların katılımıyla yașamak, tecrübe etmek ve bunu yaşayarak görmelerini sağlamak en etkili yoldur. Bu türlü uygulamalar, belki de eğitim çalışmaları içinde en verimli yolların bașında gelir."
"Insanlara rağmen bir şeyler yapmaya çalışıyorduk. Hâlbuki derdimiz insanlara ulaşmak, onlara bir seyler söylemek, toplumun gelişmesine katkıda bulunmaktı. Bir öğretmen olarak muhatabımız öğrencilerdi, ama onlar da bu toplumun bir parçasıydı Onları toplumdan ayrı düşünemezdik. Toplum bir yere doğru gidiyorsa bütün bir fertleri bu gidişin içinde olacaktı."
"Öğretmenliği hayatımı kazanmak için yapmam gereken bir meslek değil, arkamdan gelen nesillerle ilgilenmek için önemli bir enstrüman olduğunu fark ettiğim bir meslek olarak yapmak niyetiyle yola çıktım."
Reklam
Desteğe ihtiyacı olan öğrencilere ders anlatmakla da yetinmedim. Onlarla ve ikmale kalmamış diğer gençlerle de iletişim kurmam gerektiğini düşündüm. Köyde bir okuyanlar grubu oluşsun istiyordum. Bana göre yarıyıl ve uzun yaz tatillerinde öğrenci olma psikolojisinin devam etmesi gerekiyordu. Bunun için zaman zaman onlarla beraber oluyor, okuduğum kitaplardan hoşuma gidenlerini onların da okuması için çaba gösteriyordum. İyi bir kitap okuyucusu olduğum için onların okuyabileceği kitapları biliyor, onları bu anlamda yönlendiriyordum. Köy şartlarında oluşturduğum küçük kitaplığımdan bazen okumaları için ödünç veriyor, bazen de hediye ediyordum. Bu ve buna benzer çalışmalarım üniversite hayatım boyunca da devam etti. Onlarla iletişimi sürdürmek için okul dönemlerinde mektuplaşmaya önem vermem gerekiyordu. Üniversitede öğrenci olduğum zamanlarda gençlerle yoğun bir mektuplaşma faaliyetim oldu. Ben yazınca onlar da bana yazdılar. Bir anlamda sürekli onların önünde bir yol açıcı olmuştum. Eskilerin ifadesiyle bir çığır açıcıydım. Mektuplar aracılığı ile sürekli bir sohbet havası yaşıyorduk."s.15
Sayfa 15 - Çıra yayınları
Ne beni öldürmeye gelen delikanlıya ne de beni evlerine yemek yemeye davet eden diğer delikanlıya karşı öğretmenleri olarak özel bir davranışım olmadı; olamazdı da. Onlar benim öğrencilerimdi. Diğer öğrencilerle onların arasında hiçbir fark yoktu. Bütün öğrenciler gibi onlar da Türk edebiyatından bir şeyler öğrenecekler, imtihanda aynı sorulara muhatap olacaklar ve herkes gibi verdikleri cevapların karşılığı olan notları alacaklardı. Nitekim öyle de oldu.
Sayfa 45 - Çıra yayınları
Aynı Anları Paylaşmak
Kendimi öğrencilerden ayırarak değil, onlara katışarak, onlarla aynı hayatı değilse de aynı anları paylaşarak daha başarılı bir eğitimin gerçekleşeceğini düşünüyordum. Bu bazen bir yol, bazen bir demlik çay, bazen bir somun ekmek ve yanında peynir, bazen basit bir konu olabiliyordu.
"Yine bir gün öğrencilerle oturmuş sohbet ederken bir öğrenci, hiç beklemediğim bir soru sordu. Siz, dedi, neden diğer öğretmenler gibi ek işler yapmıyorsunuz? Ama dedim, o zaman sizinle kim oturup konuşacak? Ben de onlar gibi ek iş yapsaydım, size ayıracak zamanım olmazdı. Öğrenci haklıydı. Öğretmenlerin birçoğu araba alıp satma, evde kazak örme, tütün yetiştirme gibi işler yapıyorlardı. Bu sayede ev, araba almışlardı. Ben de haklıydım. Bu gençlerin yetiştirilmesi gerekiyordu. Hem bu, benim ek işim değil, asli işimdi. Insana yapılan yatırımın sonucu hemen alınamazdı. Ama mutlaka bir gün o da olacaktı. Bundan emindim" s.73
Sayfa 73 - Çıra yayınları
37 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.