Günlerdir seni düşünüyorum. Bende bıraktığın izdi, ardındaki çocuksu bir boşvermişlik, o kızıl saçlarındaki. Bu, sanki yıllar öncesinin bir iziydi; ama biz daha önce karşılaşmamıştık ki!
Cesareti varsa aşka, rastlantıdan korkmamalı insan. Ya da tam tersi, hiç cesareti yoksa, hiç rastlantının yoluna çıkmamalı, ondan bucak bucak kaçmalı; hele hele bir ağustos akşamıysa.
Uzaklık herkeste şu veya bu şekilde vardır. Belki de sonbahardaki uzaklık, insanın kendisine olan uzaklığıdır. Çünkü insan en çok sonbaharda kendisiyle baş başa kalır, sararmış yaprakların utangaç iniltisinde yürürken.
Artık gece; bir aşkın öznesi oldun, sen bunu hiç bilmeyeceksin belki de, nasıl söyleyebilirim, kolay mı, ya beni "hayır"ın kuyusuna itersen, sonsuz karanlığın içine, acılar denizine! Söyleyemem ve bunun için hep benimsin, düşülkemde!