Bu kitap, Bukowski' nin okuduğum üçüncü kitabı oldu ve okuduğum kitapları içinde sanırım en argo, en bel altı yazıların olduğu kitabı...
Sevdim mi? Hayır!
Buna sebep yalnızca argo, müstehcen yazması değil. Sanırım Bukowski farklı bir kafa, başka bir alem. Onu sevebilmek için onun gibi olmak gerek. Yani fazlasıyla depresif olmak...
Yazar, alkolden ve seksten başka bir şeyden zevk almayan, hiçbir şeyi önemsemeyen ve hiçbir şeye değer vermeyen birisi... Böyle olunca okuyucuyu sıkabiliyor yazıları daha doğrusu ruh hali ile...
Bukowski' nin tarzını merak eden ve uzun zamandır okumak isteyen biri olarak, okuduğum ilk kitabı, aynı zamanda ilk gençlik dönemine kadar olan yaşamını anlattığı otobiyografik kitabı "ekmek arası" fena değildi, hatta okunabilir bir kitaptı. İkinci kitabı "kediler" ise hayatında olan, sahiplendiği kedileri anlattığı şiirvari yazılardan oluşan kitabı da yazarın kedilerle kurduğu duygusal yakınlığı anlamak adına okunabilir bir kitaptı. Ancak "Ben Makul Bir Adamım" kitabı için yukarıda da belirttiğim gibi olumlu konuşamıyorum...