"Ben sana mecburum" kitabın adı her ne kadar duygu ağırlıklı olsa da, şiirler genellikle öyle değil. Zira kitabın tek teması aşk değil. Attila İlhan, kitapta beş bölümde topladığı şiirlerinde, dönemin siyasi havasını, gerilimi, başkaldırıyı, imkansız aşkları, özgürlük özlemini anlatıyor.
Benim şiirden beklentim duygu olduğu için beklentimi fazla karşılamadı. "Ben sana mecburum" ve "Ağustos çıkmazı" şiirleri dışında diğer şiirleri sevemedim. Kitapta bol miktarda Fransızca kelime kullanılması da akışa bırakmamı engelledi. Ne okudum, ne anladım modunda kitabı bitirdim. Bitince biraz araştırma gereği duydum. Attila İlhan Mavi şiir akımının öncüsü ve toplumsal gerçekçiliğin sözcüsü. Hal böyle olunca şiirde duygudan ziyade toplumsal konular çoğunlukta. Attila İlhan noktalama işaretleri ve imla kurallarına da karşı çıktığı için şiirlerinde noktalama işareti büyük harf yok.
Şiirde daha çok düşünceye, toplumsal konulara yer verilsin diyenler okuyabilir.
Sevdiğim birkaç satırı paylaşarak incelememi bitireyim.
"Ümit diye ne kalmışsa kırılmış dökülüyor
Hem de nasıl çırpınarak"
"Kafesinden çıkar yürek diye taşıdığını"
"Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin"