Bundan 13 sene önce, yani yeni anne olduğum dönemde, doğal annelik ve emziren anneler grupları sayesinde tanıdığım, Habertürk yazılarını ve blogunu ve daha sonraları Instagram hesabını takip ettiğim, yıllar içerisinde dönüşümünü ve gelişimini -kendisi izin verdiği kadar- takip ettiğim şahane bir kadın Damla Çeliktaban. Şahsen tanımıyorum, yürüdüğü yolu gözlemliyorum sadece.
Clarissa Pinkola Estes (Kurtlarla Koşan Kadınlar) ile Ursula K. Le Guin ile kendisinin yazılarından sonra edindiğim merak ile tanıştım seneler önce. İyi ki de tanıştım. Şimdi yeni kitabını okurken Sevgi Soysal’ı hiç okumadığımı ve bunun için ne kadar geç kaldığımı farkettim, listeye aldım.
Kitap adı ile yaşıyor; Damla Çeliktaban kitabında kendisini büyüten, yaşamında etkisi olan kadınlardan alıntılarla, öğretilerle donatıyor kitabını. Bu bazen bir yazar, bazen köşe başında çiçek satan bir kadın, bazen babaanne, bazen arkadaş ya da yenge olarak çıkıyor kitapta.
Kitaptan çok şahane bir farkındalık alıntısı bırakıyorum aşağıya;
“Şaman’a sormuşlar:
- Zehir nedir?
İhtiyacımızın ötesinde her şeydir, demiş. Güç, tembellik, yemek, ego, hırs, korku ya da herhangi bir şey…
- Korku nedir?
Belirsizliği kabul etmemektir, demiş. Kabul edersek macera olur.
- Haset nedir?
Ötekinde var olan iyiyi kabul etmemektir, demiş. Kabul edersek ilham olur.
- Öfke nedir?
Kontrol edemediklerimizi kabul etmemektir, demiş. Kabul edersek hoşgörü olur.
-Nefret nedir?
İnsanları oldukları gibi kabul etmemektir, demiş. Koşulsuzca kabul edersek sevgi olur.