VE AŞK YALNIZLIĞIN BAŞKENTİ. BİNBİR İŞGALE TEHDİT. BİNBİR İHANETE MEKAN, DARBEMSİ YIKIMLAR TUZAĞINDA, DEVRİM RUHLU BİR BAŞKALDIRIŞ TÜM YAŞANMIŞLIKLARA...
Kendinden emin,kendi kabuklarının dışına çıkmanın gururu ile ayakları yere basan bir Füruzan doğuyor bedenimden...
Dimdik, hırslı ve en önemlisi borçlu değil de kaderden alacaklı olan...
"Hadi Hayat !
Hadi gel sesime,
Sana yastık altı acılarımı göstereyim.
Kötü günlerim için biriktirdiğim hazin sonları,
Eşe dosta armağan sitemlerimi,
Düş kırıklıklarımı,
Sahi,kırılan düşlerim kaç para eder?
Bir önemi var mı zulamda tutmanın ?
Onlar mı ?Onlar benim uyku haplarım,
Zelzelelerimden kalma,
Enkazlarımdan çıkma,
Bak! Bunlar da çocukluk resimlerim iyi bak !
Ne kadar da uzağım kendime !..
Yeni bir fotoğraf yarattım benden hayat..."diyorum,basamak basamak yükseldiğim merdivenlerimde...
Öyle bir bağdı ki, ne sahip olabiliyorduk ne de kopabiliyorduk. İncelediğimiz yerden yeniden düğümleniyorduk. Düğümlerden merdivenlere dönüşmüştü mesafemiz.
En büyük devrim insanın "zan"katından kurtulmasıydı. Sinsi bir darbedir insanın kendinden kurtulması. O bir devrimci ve kendi darbecisiydi. Kişi, ancak kendi kişilik mücadelesini yönetebilir. Hiç kimse insanı kendi içinde deviremezdi.
Hayat bir deprem alanı, herkes sallantılarına göre ‘az’, ‘orta’ ve ‘ağır’ hasarlı. Ne kadar emindik temellerimizden!.. Oysa ki insanın bir artçı sallantıyla bile ne kadar enkaza dönüştüğünü gördük. Hayat mühendisliği en zor zanaatmış. Sen yıkıldıkça fırsatçı yağmalamacılar sarar etrafını. Yok eğer yıkan sensen o toz ve toprak seni de beraberinde yutar. Kurtul ezilmişliklerinden, hayatı yeniden inşa etmeyi öğreneceksin Füruzan… Kendi hayatının mühendisi sensin… Ve hayat matematiksel bir formüle uymayacak kadar değişkendir. Hesabın asla tutmaz..