En büyük devrim insanın "zan"katından kurtulmasıydı. Sinsi bir darbedir insanın kendinden kurtulması. O bir devrimci ve kendi darbecisiydi. Kişi, ancak kendi kişilik mücadelesini yönetebilir. Hiç kimse insanı kendi içinde deviremezdi.
Öyle bir bağdı ki, ne sahip olabiliyorduk ne de kopabiliyorduk. İncelediğimiz yerden yeniden düğümleniyorduk. Düğümlerden merdivenlere dönüşmüştü mesafemiz.