Benim Adım Mayıs

Buket Uzuner

Benim Adım Mayıs Gönderileri

Benim Adım Mayıs kitaplarını, Benim Adım Mayıs sözleri ve alıntılarını, Benim Adım Mayıs yazarlarını, Benim Adım Mayıs yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Elinde bir fincan suyla geri geldi. Suskun ve dikkatli yeniden şekeri sonra kahveyi suya karıştırdı. Sorunca: "İnsan susar, varlığı konuşur." der. Varlıklarımız konuştu. Varoluşumuzun bilincine ve tadına vardık. Kahvemi uzattı, bir de siga- 31 ra yakıp verdi. Yıllar var birilerine hiç yakın olamazken, Sulhi'ye yakın oluşum, varlığını duyabilişim tedirgin etmeden şaşırttı beni. Onun yanında hoşnuttum ve böyle kolay hoşnut oluşumdan huzursuz değildim. Kendimi sorgulayıp, hırpalamadım bu kez. Hoşnutluğumu yaşadım kahvemin tadında. "İnsana insan gerek" diye geçti içimden.
Sayfa 31 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Bu, çok sık rastlanmayan bir güzellik yaratır. Görülür, koklanır ve tadılır bir güzellik... Önce kahvenin köpüğünü boşaltır fincana, sonra tekrar cezveyi ateşe tutar, fokur fokur kaynayana dek. Kahve pişmiştir artık. Günün ilk sigarasının vaktidir şimdi. Mavi beyaz kareli gömleğinin sol cebinden bir sigara çeker, kibrit aranır. Dükkâna girer, kibrit bakınır. O karmaşa ve deli dağınıklıkta masanın altına düşmüş kibriti bulur. Sigarasını yakar. Kısa bacaklı taburesine döner. Höpürdeterek kahvesinden bir yudum alır, bir nefes de sigarasından. Oh be! Gözlerini kısar, kimselerin bilmediği bir yeri görür gibi gizemli, hazlı birkaç dakika yaşar. Derin bir iç çekerek elli sekiz yaşında yaşamaktan ne çok tat aldığına yanarak, kahrolarak sevinir. Sabahı koklar, kahve içer, sigara içer.
Sayfa 31 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
Sardunyalar
Sulhi şimdi dükkânını açmaktadır. Bu saatte müşterisi olmaz. Müşterisi olsun diye açmaz zaten: Kendisi için. Çiçeklerini sular bir bir. Yeni bir konserve kutusuna birkaç gündür kökü suya bırakılmış bir bitki diker. Bol bol sardunyalar... Rengi artık hiç çıkmayacak ilaçlarla boyanmış vişne çürüğü parmak uçları toprakla kaynaşır. Çamurlu ellerini kadife pantolonuna siler, sonra kapının önünü sular. Sabahın en erken toprağı Akdeniz açlığıyla emer suyu. Mis gibi kokar sabah.
Sayfa 30 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Benim kızıl kurt ile tanıştırabilmeyi isterdim bozkır kurdunu
Artık sabah olmaktadır. Gece, sessizce koynumdan çıkıp gidecek, içimdeki Bozkır Kurdu uykuya kaçacaktır.
Sayfa 26 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Ortama bakk lann
Başka bir deyişle, ben, insanların yaşayanlarından çok, artık yaşamayanlarına yakınlık duyuyorum. Bunun adına ne derseniz deyin, bence tek nedeni, yakınlık duyabileceğim bütün insanların çoktan ölmüş olmaları. Yüzyıl başında doğmalıymışım hiç değilse... Çarşamba günlerini çok severim. Benim için önemli ve anlamlıdır Çarşamba. Geniş ceviz yatağıma Gece ile birlikte uzanmış konuşuyor, ya da sevişiyorken kapı çalınır. Çarşamba günüdür ve gelenlerin kim olduğunu biliriz. Gider, kapıyı açar, onlan buyur ederiz. Üç kişidirler. Tanırsınız onları. Hesse, Dostoyevski ve Atay. Hesse daima eli boş gelir, parasızlığından değil, huysuzluğundan. Dostoyevski yuvarlak bir kutuda havyar getirir, Atay ise kahverengi bir kesekâğıdında bir büyük şişe votka ile katılır Çarşamba ziyaretlerine. Ben gider, Hermann ile Feodor'un arasına otururum, Oğuz ve Gece ceviz kanepeye. İçkiler yudumlanır, havyar, peynir, salamura et, salata yenir, sohbet edilir. Hemen her şeyden konuşulur ama, eninde sonunda mutlaka Bozkır Kurtlarına dalar, zamanı unuturuz. Atay'ın "Bozkır Kurdu" bizimkilerden çok daha neşeli ve esprilidir, fakat o da bir Bozkır Kurdudur.
Sayfa 25 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Sabah olmadan az önce, geceye sokulur, onu yatağıma götürürüm. Uysaldır. Istediği için uysaldır gece. Onun sıcak dişiliğinde, erkek oluşumdan müthiş bir tat alırım.
Sayfa 24 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
649 öğeden 471 ile 480 arasındakiler gösteriliyor.