"Önce ümit.
Ardından hayıflanma.
En son ümitsizlik ve kabulleniş."
Bu kavramlar, yazarın demokrasi kahramanı Menderes ile alakalı başbakan olduğu günden asıldığı güne kadar ki düşüncelerinin tek kelime ile anlatılmasıdır.
Yazar, Menderes'i olaylara karşı uyaran, uyardığı olaylara karşı alması gereken tavrı, dünyadan örnekler vererek yol göstermeye çalışan, okyanusta sandalda tek başına kalan adam misali gi Çünkü, demokrasi kahramanımızın etrafında olanlar, kendisine asla sadık olmamakla beraber, Menderes düşmanlığı artsın diye ellerinden geleni yaptılar.
Özel kalem müdürü başta olmak üzere, Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın şu ifadesi Menderes'in içinde bulunduğu kıskacı açıklar vaziyette olacaktır sanırım : "Milliyetçi ve mukaddesatçı gençlerin Halk Partisine düşman olduğu yerde, ben Halk Partisi ile beraberim."
" Ya ol, ya öl" diyerek Menderes'e rotasını sağlam bir zeminde çizmesini isteyen yazarımız, Menderes'in tavırlarının ölümüne sebep olduğunu yazmaktadır.
Kitaptaki "Ah Menderes!" şeklindeki sitemkar sözü, Menderes'in kendisini devirmeye çalışan manşetler atan yüksek tirajlı gazeteleri ihya etmesi ve yine kendisine dar ağacını gizliden gizliye hazırlayanların gönlünü hoş tutmasına karşılık söylenmiştir.
Söylenecek çok söz ama Menderes'in: Bu mehmetcik mi bana darbe yapacak" sözü, devlet yönetiminde her zaman cemalin yanında celalin de zaruriyetini tarih bize göstermiştir....